Bir süredir siyasetin öncelikli gündemi ‘’Abdullah Gül siyasete döner mi ?’’ sorusuydu.
AKP içinde özellikle 3 dönem engeline takılan milletvekillerinin, yanı sıra çok sayıda partilinin Gül’ün yeniden siyasete dönmesini, hatta genel başkan, başbakan olmasını isteyenlerin sayısı bir hayli fazlaydı.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yine bir cuma namazı çıkışı gazetecilere yaptığı açıklamada, “şu anda siyasete dönmeyi ve milletvekili adayı olmayı düşünmüyorum’’ diyerek, tartışmalara son noktayı koymuş oldu.
Aslında Gül’ün Cumhurbaşkanlığı görevinin sona ermesinden sonra boşlukta kaldığı, siyaset iştahının yeniden kabardığı gözlemlenebiliyordu.
Gül, son günlerde İstanbul’a yerleştiği ilk günlerin edilgenliğinden sıyrılarak, şehit cenazelerine katılarak, taksi şoförleri ile sohbet edip çay içerek, halk ile doğrudan dirsek temasına geçmişti bile.
Bunun yanı sıra Gül, her hafta cuma namazı çıkışı gazetecilerin gündeme ilişkin soruları üzerine yaptığı açıklamalarla Ankara’ya yeniden dönüşün işaretlerini verir gibiydi.
Siyasetin öncelikli kurallarından biri olan, ‘’halka dokunmak’’ diye tanımlanan bu davranışlar, Ankara’da Abdullah Gül’ün siyasete yeniden ‘’merhaba’’ demesi olarak algılanıyordu.
Siyaset aşkı alevlenen Abdullah Gül’’ün tek beklediği, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan gelecek açık çağrıydı.
Gerek Erdoğan, gerek Davutoğlu, Gül’ün AKP’ye katılmasından hoşnut olacaklarına ilişkin açıklama yapsalar da kendisine açık bir davette bulunmadılar.
Davutoğlu, ‘’Davet dışarıdan birine yapılır. Burası onun evidir. Zaten biz kamuoyu önünde davet ettik’’ diyerek, bir anlamda açık bir davette bulunmayacağını dolaylı yoldan açıklamış oluyordu.
Abdullah Gül eğer siyasete döner, milletvekili seçilirse, sıradan biri gibi el kaldıran, kulislerde sohbet eden vekil gibi davranmayacağı da sır değildi.
Siyasete dönüş yapacaksa, mutlaka sorumluluklar üstlenecekti.
Bülent Arınç gibi etkili isimlerin Gül’ün yeniden siyasete dönmesini destekleyen, hatta başbakan olmadı, Meclis Başkanı olarak görev yapmasının uygun olacağı yönündeki açıklamalar yapması da geri dönüşün sıradan bir vekillikle sınırlı kalmayacağının işaretini verir gibiydi.
Tüm bu olasılıklar yürütülürken, Abdullah Gül, ‘’şimdilik yokum’’ diyerek kendi üzerinden yürütülen tartışmaları sonlandırmış oldu.
Aslında AKP’nin 7 Haziran’da alacağı sonuç, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun geleceğini de belirleyecektir.
Olası başarısızlık AKP cenahında ‘’Gül Genel Başkan olsun’’ seslerini artıracaktır.
O nedenle Gül şimdilik siyasete dönmeyeceğini , aday olmayacağını açıklasa da 7 Haziran’da alınacak olumsuz sonuç bu kararını değiştirmesine yol açabilir...
Türk siyasetinin geçmişine baktığımızda buna benzer olaylara çok tanık olduk.
Demem o ki; gündemin çok hızla değiştiği Türkiye’de her an her şey olabilir.
Sanırım Cumhurbaşkanlığı koltuğu siyasetçileri kesmiyor, görev bitiminde yeniden siyasete dönmenin planını yapıyorlar.
Rahmetli Turgut Özal da eğer yaşamını yitirmeseydi parti kurarak siyasete yeniden dönüş yapacaktı.
Süleyman Demirel için de benzer görüşler dile getirilmişti.