Dün çalışan gazeteciler günüydü...
Herkes kutladı...
Kimse 'Sizin için ne yapabiliriz?' diye sormadı...
Oysa bu mesleğin kurtarılmaya ihtiyacı var...
Gazeteciliğin her şeyden önce meslek yapılma zorunluluğu var...
***
İnternetin de devreye girmesiyle yaşanan keşmekeşlikten herkes dertli...
Önüne gelenin 'Gazeteci' kimliğine bürünmesinden herkes şikayetçi...
Ama çözüm...
Kimseden çık yok!
Oysa çok basit, çözüm...
Meslek yasası gerek...
Doktor, eczacı, mühendis... Gibi.
İletişim kurmakla...
Sosyal medyayı kullanmakla...
"Ne olacak kurdum bir site" demekle...
Gazetecilik arasında yasal bir çizgiye ihtiyaç var...
Canı her isteyenin yapabileceği bir meslek olmaktan çıkarmaya gereksinim var...
***
Peki, nasıl olacak bu?
Çok basit...
Bu güne kadar sektöre girmiş sarı basın kartlıları alır...
Bundan sonra ilgili fakülteden mezun olmamışa kapıları kapatırsınız...
Sonra da...
Gazete, televizyon, dergi ve internet medyasında...
'Gazetecilik' faaliyeti için...
Kuracağınız odaya üyeliği şart koşar...
Odanın da meslek ahlakı ilkelerine göre...
'Meslekten men'e kadar uzanan yetkilerle donatıp...
Kurumların dergisini, bültenini çıkaracakları bile bu odada olma zorunluluğu ile sınırlayıp...
Hem gazeteciliği bir meslek kimliğine büründürür...
Hem de bugün her üniversitede bulunan gazetecilik fakültelerinden mezun olanlara...
Eğitimini aldıkları işi yapabilme imkanı tanırsınız...
***
Peki, kim yapacak bunu?
İşte sorun burada...
Bunu yapabilecek olan siyasi irade...
Yani siyaset isterse, tertemiz olmasa bile...
(Toplumdaki genel yapı buna müsaade etmez)...
Şimdikine göre daha temiz ve ehil bir meslek ortamı oluşturulabilir...
Ama en can alıcı soru da...
Siyaset kurumu bunu ister mi?
Kuralları, çizgileri, kısmi de olsa ilkesel sınırları olan bir medya...
Siyasetin işine gelir mi?
Bence gelir ama...
Kılavuzlar yan çiziyordur!