Çevre duyarlılığı olan sivil toplum kuruluşlarının
yöneticileri, adeta bir dedektif gibi, mobil santrallerle ilgili
harıl harıl malzeme topluyor...
Samsun Barosu Başkanı Ahmet Gürel, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Hilmi Gülerin Çalıştırılmasında bir sorun yok
açıklamasına rağmen, bir hukukçu şüpheciliğiyle
daha ilk günlerde
gerekli belgelerin tamamlanmadan mobil santrallerin
çalıştırıldığını öne sürmüştü...
Gürele göre, ortada sadece ÇED olur belgesi vardı...
Ardından, Samsun Çevre Birlikteliği
Sözcüsü Metin Telatar da dün yaptığı açıklamada,
ÇED raporunun hazırlanması için
gerekli işlemlerin henüz yapılmadığını ve
vatandaşlarla bu konuda bir toplantı düzenlenmesi gerektiğini
hatırlattı...
Santrale karşı olanlar
böyle diyordu...
Santralin yetkililerine de sorduk...
Alınan yanıt, işlemlerin yasalarda
ifade edildiği biçimde sürdürüldüğü idi...
Bu sözlerden anlaşılan o ki,
ÇED raporu işlemleri henüz tamamlanmamış!..
EÜAŞ, Aksa ve Cengiz firmalarına
üretim için hazırlıklı olmalarını bildirdiğinde,
iki firmanın da hazırlıksız yakalandığı kesin...
Gelen bir bilgiye göre, mobil santralde
6 nolu fuel-oil olmadığı için de
üretime geç bile başlanmış...
Samsunda, Altınkaya ve Derbent Barajında 3 aydır
üretim yapılmıyor...
Hasan Uğurlu ve Suat Uğurlu Barajlarında ise üretim durma noktasında...
Sanırım, EÜAŞın acelesi de bu yüzden...
Bu gerçekler ışığında, 2 soru insanın
aklına takılıyor...
ÇED raporu olmadığı için bacasından çıkan gazların insan sağlığını etkileyip etkilemediği belgelerle ortaya konulmayan mobil santrallerin faaliyeti durdurulsun mu?..
Ya da hidrolelektrik santralleri üretim yapamaz duruma gelen
Samsun ve bölgesinde enerji sıkıntısı yaşansın mı?..
Sanayi Devrimini tamamlamış Avrupalının
uzun yıllar tartıştığı konu
şimdi bizim önümüzde...
Sizce hangisi?..