Karadeniz turizminde Sinop'un, Sinop turizminde de Tarihi Sinop Cezaevi'nin yeri ve önemi bir başkadır. Karadeniz gezisinde Sinop'a uğramadan, Sinop gezisinde de Tarihi Sinop Cezaevi'ni gezip görmeden olmaz.
Tarihi Sinop Cezaevi'ni gezerken 3. Kısım avlusuna geldiğinizde ise kulaklarınıza gelen 'Aldırma Gönül' fon müziği eşliğinde, Sebahattin Ali'nin 1932-1933 yılları arasında yatmış olduğu 2. Kattaki koğuşunu ve çoğu bestelenmiş olan duvarlarda yazılı şiirlerini okurken duygulanırsınız. Kimbilir, belki de empati bile yaparsınız.
Sebahattin Ali,'Başın öne eğilmesin…' dizeleriyle başlayıp,'Dışarda deli dalgalar, gelip duvarları yalar, seni bu sesler oyalar…' mısralarıyla devam eden o meşhur,'Aldırma Gönül, Aldırma' şarkısını yazdığı yıllarda, Tarihi Sinop Cezaevi'nin güneye bakan alt tarafındaki surlarını Karadeniz'in hırçın dalgaları döverdi. Sebahattin Ali bu dalga seslerinden esinlenerek dört duvar arasında o güzel mısraları ve diğer şiirlerini yazmıştır. Daha sonraki yıllarda ise bu kale surlarının önü toprakla doldurularak yol ve kayık çekek yeri yapılarak denizle bağlantısı kesilmiştir.
Sinop'ta 1887 ile 1999 yılları arasında hapishane olarak kullanılan, 2000 yılında ise müzeye çevrilerek ziyarete açılan Tarihi Sinop Cezaevi, Avrupa Birliği destekli 6 milyon Avro'luk projeyle önümüzdeki yıllarda yapılacak restorasyon çalşmalarının ardından daha farklı bir görünüme kavuşturulacak. Bu projenin Danışma Kurulu Başkanlığını ise Sinop Turizm Derneği Başkanı Cemalettin Kaya yapıyor.
Sinop'ta 13 bin metrekarelik alan üzerine kurulu olan ve hapishane olarak kullanıldığı dönemde,'Anadolu'nun Alkatraz'ı' olarak adlandırılan tarihi yapı, Türkiye'de,'Dark' turizminin (daha önce felaketlerin ya da ürkütücü olayların yaşandığı yerlere yapılan seyahat) önemli yerleri arasında gösteriliyor. Yılda ortalama 250 bin kişinin ziyaret ettiği Tarihi Sinop Cezaevi'nin, restorasyon çalışmalarının ardından gelecek yıllarda yenilenen haliyle Sinop Turizmine katkı sunmaya devam etmesi planlanıyor.
Tarihi Sinop Cezaevi'nde şair ve yazar Sebahattin Ali'den başka daha birçok ünlü de mahkum olarak kalmıştır. Bunlardan bazıları; Refik Halit Karay, Mustafa Suphi, Ahmet Bedevi Kuran, Refii Cevat, Hüseyin Hilmi, Burhan Felek, Osman Cemal Kaygılı, Celal Zühtü Benneci, Kerim Korcan, Osman Deniz, Zekeriya Sertel'dir. Ünlü şair Nazım Hikmet'in de Tarihi Sinop Cezaevi'nde kaldığı söylenmekle birlikte bu konuda kesin bir belgeye ulaşılamamıştır.
Karadeniz turizminde Sinop'un, Sinop turizminde Tarihi Cezaevi'nin ve Tarihi Sinop Cezaevi'nde de Sebahattin Ali'nin yeri ve önemi bir başkadır. Sebahattin Ali 'Duvar'adlı öyküsünde Sinop Cezaevi'ni şöyle anlatıyor,'Uzun zamanlar deniz kenarında ve surlar içindeki bir hapishanede kaldım. Kalın duvarlara vuran suların sesi taş duvarlarda çınlar ve uzak yolculuklara çağırırdı. Tüylerinden sular damlayarak surların arkasında yükseliveren deniz kuşları demir parmaklıklara hayretle gözlerini kırparak bakarlar ve hemen uzaklaşırlardı. Benim kaldığım hapishanede her şey, her ses hürriyeti gözlerin önüne kadar getirmek, sonra birdenbire çekip götürmek için yapılmış gibiydi. Surların üstünde büyüyen ufak ufak ağaçlar, yosunlu taşlardan aşağı sarkan sarı çiçekler, bir bahar havası içinde eli kolu bağlı olmanın bütün acılarını içime dökerdi. Uçsuz bucaksız gökte bir kuğu gibi ağır ağır yüzen bulutlar benden bir teselliyi: Unutmayı alırlardı…'
Makalenin son bölümünü Sebahattin Ali'nin Tarihi Sinop Cezaevi'nde yazdığı, Kerem Güney'in bestelediği ve değerli sanatçı Edip Akbayram'ın çok güzel yorumladığı 'Aldırma Gönül' Şiirinin sözleriyle bitirelim isterseniz.
'Başın öne eğilmesin / Aldırma gönül aldırma/ Ağladığın duyulmasın / Aldırma Gönül aldırma/ Dışarda deli dalgalar / Gelip duvarları yalar/ Seni bu sesler oyalar / Aldırma gönül aldırma/ Kurşun ata ata biter / Yollar gide gide biter/ Mapus yata yata biter / Aldırma gönül aldırma/ Görmek istersen denizi / Yukarıya çevir yüzü/ Deniz gibidir gökyüzü / Aldırma gönül aldırma/ Dertlerin kalkınca şaha / Bir sitem yolla Allah'a / Görecek günler var daha / Aldırma gönül aldırma'
Sinop'tan şimdilik bu kadar… Kalın sağlıcakla…
[email protected]