Alzheimer (Alzaymır) hastalığının ne olduğunu, 91 yaşındaki annem birkaç sene önce bu hastalığa yakalanınca öğrendim. Allah kimsenin başına vermesin, çok ilginç ve bakımı zor olan bir hastalık. Hasta, çok eskileri gayet güzel hatırlıyor ama yenileri çabuk unutuyor. (Örneğin: Elli sene önceki bir olayı sorduğunuzda hemen hatırlıyor ama yemek yedirdikten birkaç dakika sonra sorduğunuzda yemek yediğini hiç hatırlamıyor.)
Alzheimer (Alzaymır) hastalığının çağımızda ileri yaşın bir hastalığı olduğu, beynin bazı bölümlerinin zaman içinde giderek hasarlanması sonucu, başta bellek olmak üzere tüm entelektüel faaliyetler, günlük işlevler ve davranışlarda bozulma ile kendini gösteren bir hastalık olduğu belirtiliyor.
Tüm dünyada ve Türkiye'de Alzheimer hastalığının hızla arttığını belirten Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Haşmet Hanağası, 'Ülkemizde olduğu gibi hızla yaşlanan toplumlarda, Alzheimer hastalığı ve diğer demans (bunama) hastalıkları, maalesef en sık görülen sağlık problemleridir. Alzheimer hastalığı, demans hastalıklarının yaklaşık üçte ikisinin sorumlusudur ve dünyada her 3 saniyede bir hastaya demans teşhisi konuluyor' diyor.
Dünya'da yaklaşık 50 milyon, Türkiye'de 600 bin ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5,4 milyon insanda Alzheimer hastalığı teşhis edilmiş. Bu rakam yaşlanan nüfus ile hızla büyüyor.
Amerika'daki Alzheimer (Alzaymır) hastalarından biri de Steve Newport'du. Karısı Mary Newport bir doktordu. Mary kocasının ciddi Alzheimer hastalığı olduğunu öğrendi. Doktor, kocasını hastanede muayene ettiğinde, Steve'den bir saat çizmesini istedi. Bunun yerine, birkaç daire çizdi ve daha sonra mantıksız birkaç figür çizdi. Hiç biri saat gibi değildi! Doktor onu bir kenara çekti ve şöyle dedi: "Kocanız çoktan Alzheimer hastalığının eşiğinde!" Bir kişinin Alzheimer hastalığı olup olmadığının bir testi olduğu ortaya çıktı. Mary o sırada çok üzgündü, ama bir doktor olarak, sadece pes etmeyecekti. Hastalığı incelemeye başladı. Alzheimer hastalığının beyine glikoz eksikliği ile ilişkili olduğunu keşfetti. Araştırması şunları söylüyor: 'Yaşlıların demansı kafasına diyabet gibi geliyor! Birisi Diyabet veya Alzheimer hastalığı semptomlarına sahip olmadan önce, vücut zaten 10 ila 20 yıl boyunca problemleri vardı. Dr. Mary'nin çalışmasına göre Alzheimer hastalığı Tip 1 veya Tip 2 diyabetlere çok benzer. Nedeni aynı zamanda insülin dengesizliğidir. İnsülinin bir sorunu olduğu için, beyin hücrelerinin glikozu emmesini önler. Glikoz beyin hücrelerinin beslenmesidir. Glikoz olmadan, beyin hücreleri ölür. Sonuç olarak, bu yüksek kaliteli proteinler vücudumuzu besleyen hücrelerdir. Ama beyin hücremizin beslenmesi glikozdur. Bu iki çeşit yiyeceğin kaynağına hakim olduğumuz sürece, kendi sağlığımızın ustalarıyız! Bir sonraki soru, nerede glikoz bulmak için? Mağazadan aldığımız hazır glikoz olamaz. Üzüm gibi meyvelerden değil. Alternatif arayışına başladı. Beyin hücreleri için alternatif besinler, ketonlardır. Ketonlar beyin hücrelerinde gereklidir. Ketonlar vitaminlerde bulunamaz. Hindistan cevizi yağı, trigliserit içerir. Hindistan cevizi yağı içindeki trigliseritler tüketildikten sonra karaciğerde ketonlara metabolize edilir. Bu beyin hücreleri için alternatif besin! Bu bilimsel doğrulamanın ardından Dr. Mary, kocasının yemeğine hindistan cevizi yağı ekledi. Sadece iki hafta sonra, resim ve saat testleri yapmak için tekrar hastaneye gittiğinde, ilerleme inanılmazdı. Dr. Mary artık geleneksel tıp pratiğinin bir parçasıydı. Geleneksel tıbbın yeteneklerini açıkça biliyordu. Üç hafta sonra, onu bir akıllı saat testi yapmak için üçüncü kez aldı, performans son kez daha iyi oldu. Bu ilerleme sadece entellektüel değil, aynı zamanda duygusal ve fizikseldi. Mary şöyle dedi: 'Koşmasını yapamadı ama şimdi koşabiliyor. Bir buçuk yıldır okuyamadı, ama şimdi üç ay boyunca hindistan cevizi yağı aldıktan sonra tekrar okuyabiliyor.' Kocasının hareketleri zaten değişmeye başlamıştı. Sabahları konuşmadı. Şimdi pek çok değişiklik fark etti: "Şimdi kalktıktan sonra, ruhludur, konuşuyor ve gülüyor. Suyu içiyor ve kendi başına eşyaları alıyor." Yüzeyde, bunlar çok basit günlük görevlerdir, ancak sadece kliniğe gelen veya evde olan akrabaları sevinçle karşılaşabilirler: Böyle bir ilerlemeyi görmek kolay değildir! Çalışmaları, hindistancevizi yağının yaşlılarda demans problemini gerçekten geliştirdiğini kanıtladı. Demans, besinlerin beyin hücrelerine taşınamadığı ve besinlerin insülin ile beyinden beyne geçmesi gerektiğinden kaynaklanır. Özellikle diyabetik hastalar için insülin salgılanması kolay değildir. Beslenme beyine ulaşamaz. Beyin hücreleri açlıktan ölünce, zekadan mahrum kalırlar. Hindistan cevizi yağı, insülin kullanmadan beyne besin sağlayabilen orta zincirli trigliserit içerir. Böylece Alzheimer hastalığını ve Parkinson hastalığını iyileştirebilir.
Sağlıklı, mutlu ve güzel günler dileğiyle… Hoşça kalın… Dostça kalın…