Bir ülke düşünün...
Anayasası...
Tüm milletin...
Tüm tarafların...
Oluru ile düzenlenmiş...
Hem devlet, hem rejim, hem de birey güvence altına alınmış...
***
Yasaları, vicdana ve mantığa uygun...
Her isteyenin istediği zaman kafasına göre değiştiremediği...
Sahte deliller üretmeye kapalı...
Hüküm verenlerin, yorumlarına kapalı...
Cezaları net...
Suistimallere izin vermeyen...
***
Rant paylaşımı adil kritelere sahip...
Şeffaf bir kamu...
Hizmet odaklı, koruyucuz bir kamu yönetim anlayışı...
Ödül ve ceza uygulaları olan...
Tüm siyasetçilerin ve bürokratların görev tanımları net...
Yetki ihlallerinin karşılığı ağır yaptırım...
***
Bürokratik atamalarda liyakat, bilimsel ölçütlere dayalı...
Her atamanın hukuksal incelenebilirliği...
Suistimalde cezası olan bir yapı...
Eğitim, sağlık gibi hizmet politikaları...
Bilimin ışığında 100 yıllık bir perspektife sahip...
Kim kaç vekille gelirse gelsin değiştirme yetkisi ihtimali bile yok...
Vergiler şeffaf...
Seçimler hesap sorma yöntemi...
***
Demokrasisi oturmuş...
Kimsenin, kimseye tahakkümü yok...
Yasalar, yönetmelikler harfiyen uygulanıyor...
Muhteşem bir denetim mekanizması...
Yanlış yapanın yanına kar kalmadığı bir düzen...
Herşeyin odağında...
Yasalara saygılı yurttaş...
Üretmek isteyen herkesin yanında yeralan ve destekleyen bir devlet...
Gereksiz harcamaları kesilerek, üretenin vergi yükünü artırmayan, artıramayan bir yönetim...
***
Yani...
En alt seviyede...
Sınırlanmış yetkilerle...
Normların ve kuralların bağlayıcılığı altında...
Mekanizmalar arasındaki uyumu sağlayan ve düzenleyen...
Yetki aşımında cezalandırılan...
Çizilen sınırlar içinde kamuyu yönetip, özel sektörü denetleyen...
Bir siyaset ve siyasetçi yapısıyla...
Seçimlerin bugünkü kadar büyük öneme sahip olmadığı...
Siyasetçi olmanın, bugünkü kadar özenilecek bir makam sayılmadığı bir ülke...
Çok daha güzel olmaz mıydı?