Birçok dönemde bazen "Fırsatçı", bazen "Günah keçisi" ve bazen de "mağdur" olan Aydın Doğan sonunda Hürriyet, Posta, Fanatik, CNN Türk ve Kanal D'yi daha önce Milliyet ve Vatan'ı devrettiği Demirören Grubu'na sattı...
Siyaset-ticaret ve basın ilişkisinin en önemli faktörlerinden olan Aydın Doğan; AK Parti iktidara gelinceye kadar, her iktidar döneminde medya gücünü kazanca dönüştürmüş ender basın patronlarından biridir...
Aydın Doğan; kimi zaman 'iktidara getiren', kimi zaman da 'iktidardan indiren' bir güç odağı iken büyük paralar kazanmıştı…
Hele de Petrol Ofisi'nin ortağı olduğu dönemde...
Bazı davaları devam ediyor...
12 Eylül'den sonra başlayan iktidar- basın ilişkisi içinde, devlet kaynaklarından nemalanma çabaları sonucunda, Erol-Haldun Simavi kardeşler, Kemal Ilıcak ve Ercüment Karacan gibi gazetecilik kökenli patronların yerini alan işadamları içinde uzun soluklusu Aydın Doğan olmuştur...
Kozanoğlu-Çavuşoğlu Grubu, Mehmet Saruhan, Mehmet Ali Yılmaz ve Ethem Sancak erken "pes" eden medya patronları iken bırakmışlardır…
Uzan Grubu, bütün patronların ötesinde medya gücünü farklı kullanan ve bu sayede büyük işler almış bir yapıydı…
İşadamı Korkmaz Yiğit de bir dönem ilginç biçimde Milliyet'i satın almış, birkaç gün sonra geri vermek zorunda kalmıştı... Mesut Yılmaz'ın 'Yüce Divan'da yargılandığı olaylardan biridir bu dava…
Türkiye'de siyaset-medya ilişkileri içinde her kapıyı açan bir 'maymuncuk' olarak görülen medyanın bu haliyle ihale takipçiliği, iktidar yalakalığı ve şantaj-montaj işlerine bakmaktan gerçek görevini yerine getirmesi elbette beklenemezdi!..
Yaygın basındaki bu kirlilik, Türkiye'de yerel ve bölgesel basının güçlenmesini sağlamıştır…
Erol Simavi'nin Hürriyet'i ve Ercüment Karacan'ın Milliyet'ini satın alan Aydın Doğan, son 30 yılın siyaset-medya ilişkisinin gerçek bir "kara kutusu"dur...
Bildiklerini söyleyebilse, yer yerinden oynar herhalde…
Doğan, aynı zamanda "küresel güç" odaklarıyla da medya ortaklıkları olan biriydi ve hep göz önünde kalmıştı. Bazen haklı, bazen de haksız eleştiri oklarının hedefi olmuştu...
Artık, medyada bir devir daha kapanmıştır...
Medyada paranın kudreti ve iktidarın kuvveti hüküm sürdükçe, böylesine el değiştirmelerle yeni basın patronları
ortayla çıkacaktır!..
Yani, Aydın Doğan'ın medyadan çekilmesi, bu sürecin tamamlanmasıdır….
Zamanı gelince atları da vururlar, şahlar da ölür!..