n
n n Masumiyet karinesi, suçsuzluk ilkesi veya uluslararası hukuk terimi olarak suç kesinleşmediği sürece kimsenin hükümlü sıfatıyla değerlendirilemeyeceğini ifade eden, temel hukuk doktrinidir.
n n Evrensel hukuk kurallarına göre, bir kişinin masum olduğunun kanıtlanmasına gerek yoktur; kişinin suçluluğunun kanıtlanamamış olması yeterlidir. Bunun için masumiyet karinesinin temelini; hukukta hüküm giydirmenin yalnızca iddia edilen suçların kanıtlanmasıyla mümkün olduğu gerçeği oluşturur. Bu da hüküm giymemiş kimsenin suçlu sayılamayacağı veya suçlu olarak lanse edilemeyeceği ilkesini; yani masumiyet karinesini doğurur. Masumiyet karinesi evrensel bir yargı doktrini olup; İnsan Hakları Evrensel Bildirisi nde de yer almaktadır
n n Bir başka alıntıyı da Basın Meslek İlkeleri nde
n n yer alan ilgili maddelerden yapalım:
n n Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan ve iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez.
n n Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında, yayın konusu olamaz.
n n Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanamaz.
n n Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmedikçe, hiç kimse suçlu ilan edilemez.
n n Yasaların suç saydığı eylemler, gerçek olduğuna inandırıcı makul nedenler bulunmadıkça kimseye atfedilemez.
n n Her şey bu kadar net bir biçimde ifade edildiği halde,
n n birtakım yayın organlarında insanların linç edilircesine,
n n suçlu gibi gösterilmesi ve hatta suç isnat etmek için
n n çaba gösterilmesi; gazetecilikle izah edilecek bir durum değildir...
n n Mahkemece hapis cezası alanların dahi yüzlerini
n n mozaikleyip,isim ve soy isimlerinin baş harflerini vermemizin
n n bir nedeni vardır...
n n Yargıtay; mahkeme kararını
n n sanık lehine bozar ya da suçsuzluğuna karar verip,
n n yeniden yargılanmasını isterse ne olacak?..
n n Ve o yargılamada; haber yapılan
n n ve fotoğrafı ile adı açıkça verilen sanık beraat ederse...
n n Bu durumda, kişinin suçsuzluğu yargıda anlaşıldığında,
n n basında çıkan haberler;
n n adeta ömür boyu ceza hükmünde olmaz mı?..
n n Bazı insanlardan eleştiri alıyorum...
n n Sana yapılanlara, neden aynı biçimde
n n cevap vermiyorsun diye...
n n Ne dün yaptık, ne de bugün...
n n Yarın da olmayacak...
n n Kuytu köşelerde hazırlanan komplo düzenleri ve
n n düşmanlıklarla atılan iftiralar karşısında bile
n n bildiğimizden şaşmış olsaydık,
n n ne farkımız kalırdı?..
n n Birilerini bir başkasının sıkıntısıyla
n n sevindirmek için doğrulardan vaz mı geçelim?..
n n Elbette haksızlıklar yaşadık...
n n Hayatın içinde herkes ne yaşıyorsa...
n n Başına ne geliyorsa...
n n Çare yargıda olduğu kadar, vicdanlı kalemlerde...
n n İğrenç iftira ve hakaretlere takipsizlik verilse de
n n aynı haberle ilgili cevap ve düzeltme kararlarında
n n gazete farkı gözetilse de yine yılmak yok!..
n n Çünkü, yargının yanlışı
n n yine yargı içinde düzeliyor...
n n Ya basının yanlışı?..
n n Kimse tekziplerle ilgilenmiyor...
n n Sadece yapılan o haber ya da yayınlanan
n n o görüntüler kalıyor hafızalarda...
n n Yargıç ya da gazeteci...
n n Her kimse...
n n Önce vicdan sahibi olmak zorundadır...
n