n

n
n Başlıktaki sözü Enver Paşa’ya malederler. Paşanın iradesinin kestirmeden yasallaşmasının yöntemidir bu. Demokrasilerde yeri olmaması gereken bir anlayıştır ve zaten Enver Paşa’nın devri iktidarında demokrasinin bırakın kendisini adı bile yoktur bu ülkede.Dahası da vardır bu “yok kanun, yap kanun” anlayışının! Falih Rıfkı Atay, Birinci Dünya Savaşı nda Suriye cephesinde, Cemal Paşa’nın karargahındadır, Paşa nın özel kalem müdürüdür. Anılarını “Zeytindağı” adlı eserinde akıcı bir üslupla anlatır.
n
n
n
n Gazeteci Hasan Cemal’in dedesi olan Cemal Paşa, İttihat Terakki’nin, Enver ve Talat Paşa’yla birlikte üç liderinden birisidir. Bahriye Nazırı, Kanal Seferi’ne çıkan 4. Ordu’nun komutanı, Suriye ve Batı Arabistan Genel Valisi’dir. Savaş yıllarıdır, sıkıyönetim vardır ve Paşa aynı zamanda sıkıyönetim komutanıdır da. Yani astığı astık, kestiği kestik bir Paşa dır. Çok Türk ve Arap asmıştır! Ermenilere dokunmamıştır ama kaderi Ermeni komitacılar tarafından öldürülmek olmuştur.Bir gün yaveri elinde birkaç kitapla makama girer, selam verir ve “Paşam, kanunları getirdim” der. Paşa şaşkın bakar ve “Ne kanunu?” diye sorar. Yaver “Paşam; hani falan meselenin çözümü için bir emir vermiştiniz ya, o emir kanuna aykırı, o kanunları getirdim” der. Paşa bu sefer kesin emir verir: “Bırak o kanun kitaplarını bir kenara, bir kalem ve bir not kağıdı al eline ve yaz: Dahiyle Nezaretine- Falan kanunun falan maddesinin derhal şu şekilde değiştirilmesi ve değiştirildiğinin tarafıma telgrafla bildirilmesi…”
n
n
n
n Paşa nın emri kanuna uymazsa kanun Paşa nın arzusuna uydurulacaktır. Mesele bu kadar basittir ve çözümü bu kadar kolaydır. Dün, “çevrim santrallerinin su ihtiyacını karşılamak için kıyı kenar çizgisinin on metreye indirilmesi” haberlerini okuyunca bu geldi aklıma. Aslında çoktandır da aklımdaydı. Çünkü bu örnek ilk örnek değil, korkarım, son örnek de olmayacak.
n
n
n
n Cemal Paşa’nın Suriye seferinin üzerinden 97 yıl, neredeyse bir asır geçmesine ve bizim meşrutiyetten cumhuriyete, sıradan demokrasiden ileri demokrasiye geçmemize rağmen her şeyin yerli yerinde durduğunu görmek ne acı!
n
n
n
n
n
n NOT: Dünkü yazımda Kanuni Sultan Süleyman’ın 13. seferini dalgınlıkla Kanije diye yazmışım, doğrusu Zigetvar olacaktır. Düzeltir, özür dilerim.
n