Fransız mizah dergisi
Charlie Hebdo nun;
sırtındaki hırkayı,
elindeki lokmayı paylaşan
bütün zamanların
lideri,
doğruluğun ve dürüstlüğün
rehberi
Peygamberimiz Hz. Muhammed in
karikatürünü
yaparak,
onun şahsında
Müslümanları
aşağılaması
yanlıştı...
Bir büyük yanlış ise
masum insanları
öldürerek
bunu İslamın
üzerine yıkmaya
çalışmaktı...
Yanlışlar zincirine
bir halka da biz ekledik...
Fransız dergisinin
son kapağının, basın özgürlüğünü
savunmak adına iki köşe yazarı tarafından
yayınlanması ise
bir başka yanlıştı...
Bakın basın meslek ilkeleri ne diyor:
Yayınlarda hiç kimse; ırkı, cinsiyeti, sosyal düzeyi ve inançları nedeniyle kınanamaz, aşağılanamaz.
Düşünce, vicdan ve ifade özgürlüğünü sınırlayıcı; genel ahlak anlayışını, din duygularını, aile kurumunun temel dayanaklarını sarsıcı ya da incitici yayın yapılamaz.
Milyonlarca insanın
inandığı bir peygamberi,
karikatürize etmek,
basın meslek ilkeleriyle
bağdaşıyor muydu?..
Yanlışlar bitmedi, devam ediyor...
Mahkeme kararı olmaksızın
o gazetenin
dağıtımının
durdurulmasına
yönelik, polis baskını da
başka bir yanlıştır...
Şu olup bitenler,
akıl tutulmasından
başka bir sözcükle
ifade edilebilir mi?...
İnanılacak gibi değil!..
Ne Fransız mizah dergisi,
ne masum insanları öldüren teröristler ne basın özgürlüğünü savunmak adına
o karikatürü yayınlayan köşe yazarları ne de
polisin yaptığı doğru...
Bunca yanlış arasında
doğru yapılan tek şey;
sorunu yargı içinde
çözmek amacıyla açılan
soruşturmadır...