n
n n Bonnie Bee Diyor ki;
n n Gören sanır sefadan sema-ı rah ederim
n n Döner döner bakarım kûy-ı yâre, ah ederim!
n n
n n Esrar Dede
n n
n n
n n Merhaba dostlar, nasılsınız, keyifler nasıl?
n n Oh miss gibii, hadi o zaman gidiyoruz.
n n Gitmek mi?
n n Evet, evet, gitmek, gidebilmek, gün olup da alıp başını gidebilmek.
n n Bu söz çok tanıdık gelmedi mi size?
n n Kim bilir, bu sözü kaç kere söylediniz.
n n O yorgun, stresli, kabus gibi günün ardından, belki de kaç kere.
n n Akşam olup da soluğu evde aldığınızda ya da yoğun bir trafik senfonisinin ortasında kaybolduğunuzda, belki de evin balkonunda küçük bir köşesinde yaşattığınız bir saksı çiçeğiyle konuştuğunuzda ya da hiçbir zaman bitmeyecek olan ‘yaşam harala gürelesi’nden çıkıp beton evlerin içine kaskatı kesilmiş bir bedenle sığındığınızda.
n n Gitmek, gidebilmek, gün olup da alıp başını gidebilmek.
n n Kuş sesleriyle bezeli, yemyeşil bir tabiatın ortasında olmak, Farmville tadında bir köy kurmak, hatta şırıl şırıl yuvarlanan bir ırmak kenarında, maydanoz kokan bahçelerinde yuvarlanmak, tozuna toprağına karışmak.
n n Gün eskiyip de siyah tulumu üzerine giydiğinde duyulan cırcır böceğinin telaşlı sesinde huzur bulmak.
n n Kedisiyle, köpeğiyle, tavuğuyla, börtü böceğiyle tam teşekküllü bir köye kendini atmak.
n n
n n Xxxxx
n n
n n Gitmek, gidebilmek, gün olup da alıp başını gidebilmek.
n n Ne diyor, üstad Saadi?
n n “Gül hemin penç ruz ve şeş başed, Vin gülistan hemişe hoş baş ed / Gül, 5- 6 gün yaşar, ama gülistan her zaman mutlu kalır, çünkü güller gelir, solar, olur, yine yerine güller gelir, açılır, ve hayat katar…”
n n İtiraf edeyim, ne zaman Şirazi’lerden birinin bir beyiti aklıma gelse aklıma direkt valizi toplamak geliyor.
n n Sabah erken saatlerde orada uyanmak, kahvaltı kültürünün neredeyse hiç olmadığı Farisi dünyasındaki ufak kıpırdanışlara karışmak.
n n Sadi’nin, Hafız’ın kentinde olmuş olmanın keyfi hiçbir zaman unutulmuyor.
n n Özellikle de günün erken saatlerinde yollara düşmüşseniz, bu saatlerdeki sessizliğin sesine ortak olmuşsanız ve açık bir çay evi bulabilmek için cadde cadde gezinmişseniz.
n n
n n Xxxxx
n n
n n Orhan Veli’ye öykünerek, ona inat, gün olup alıp başımızı gitmek…
n n ‘Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda..’
n n Veyahut, yelkovan kuşlarının peşisıra…
n n Çiçekler gürültüyle açarken, gürültüyle çıkarken duman topraktan…
n n Eh, üstada bırakalım sözü yine:
n n
n n “…Ne duruyorsun be, at kendini denize:
n n Geride bekleyenin varmış, aldırma;
n n Görmüyor musun, Her yanda hürriyet;
n n Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
n n Git gidebildiğin yere...”
n n
n n
n n Xxxxx
n n
n n Şimdilik buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz.
n n Hatta bir müddet kıpırdamayacağız.
n n
n n Ama hayat bu, hiç belli olmaz ansızın Hayyam dizelerinin peşine takılıp soluğu Nişabur’da da alabiliriz.
n n
n n Khoda hafez, khoda negahdar!..
n n
n