Irak'a ihracat durunca, yumurta sektörü krize girdi.
Üstüne bir de yaz sezonunda olağan olarak tüketim azalınca, kriz iyice derinleşmeye başladı.
Kış sezonunda 20 TL'nin üzerinde seyreden bir koli yumurta fiyatı 5 TL'lere kadar düştü.
Bu durum, maliyetin yarı fiyatına satışlar yapan yumurta üreticilerini zor durumda bıraktı.
50.000 adet ve üzeri civarındaki üreticilerin kış sezonundan gelen kısmi direnç birikimleri ile bir süre daha dayanması mümkün olabilir ancak küçük üreticiler iflas ile karşı karşıya.
Et tavukçuluğunda ise durum tersine seyrediyor.
Kış sezonunda doğal olarak azalan, ama aşırı artan girdi fiyatları ile maliyetleri yükselen, etlik piliç üreticilerinin bir miktar nefes alma zamanı.
Elbette hepsinin değil.
Küçük ölçekli olanlar yine sıkıntı içinde.
25.000 adet/dönem üzeri üretim yapanlar belki.
Tabii, entegre şirketler izin verdiği ölçüde!
Yeri gelmişken söyleyelim.
Ülkedeki yaklaşık 14.000 civarındaki etlik piliç üreticisinin hemen hemen tamamı entegre işletmelere üretim yapıyor.
Yani holding ve türevi tavukçuluk entegre şirketlerine.
Civciv onlardan, tabii fiyatı da;
Yem, ilaç, sağlık ve diğer hizmetler onlardan, elbette fiyatları da;
Pazar değeri, yani alım fiyatı da onlardan.
Anlayacağınız, bizim üretici modern zamanların marabası gibi; maşallah.
Bu aralar hafif hafif itirazlar var. Üretici derneklerinden yükselen sesler, hatta boykotlar var.
Bunun sürdürülebilir olmadığını yıllardır söylüyorum.
Yine de mevzu kar olunca, sermaye, buna ya bir yol buluyor ya da bir yol açıyor.
Ne de olsa Neoliberal düzenin Postmodern kuralsızlığı geçiyor memlekette.
Tamam, buraya kadar tespitler yaptın da ne olacak şimdi?
Yumurtacılar batacak; etlikçiler boykot edecek; yumurta ve etlik piliç ithalatı da mı başlayacak?
Bu mudur demek istediğin diyebilirsiniz?
Yanıtını verecek olan ben değilim; şimdilik.
Ortalık bulanmasın, en azından.
Ne olmazlar oldu bu memlekette!
Değil mi?