"Reis, sana 22 yıl yetmez! Sen bir 25 yıl daha cumhurun başında kal!
Arkandayız; dağılmak üzere bir araya gelen bir kaç kişiyiz, değil bir mahallenin çöpünü toplamak, yeniden inşaa edilecek 10 il, İlçe ve binlerce köyü yeniden ayağa kaldıracak bir backround'a sahip (altyapı-zemin) değiliz..."
Diye aralarında konuştukları aklımdan geçmiyor değil!
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın ciğerini bilen Arınç, acının ilk günlerinde karabatak misali, ülkenin en kırılgan anlarında ortaya çıkıp "olsa da olur olmasa da olur", hem kendimi hem de iktidarı frenleyecek, toplumda karşılık görmeyen, yani pek de ciddiye alınmayan sözlerinin bir yenisiyle karşılaşmıştık; enkaz altında kurtarılmayı bekleyen canların can çekiştiği günlerde..!
"Mücbir sebeple, vaktinden sonra yapılacak seçimler 1 yıl ötelenebilir" şeklindeki açıklaması, aynı gün ve saatlerde iktidar cephesi tarafından pek çoğunda "iyi bir çıkış" olarak değerlendirilse de, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın ciddiye almadığı, hatta bu kişiye sinirlendiği kulis bilgisi olarak duyuldu.
Seçimlerin 14 Mayıs'ta yapılacağı, bekletilen ve meclis genel kuruluna getirilecek bir çok konunun da vakit kaybedilmeden bir an önce yasalaştırılması yönünde partili üst yöneticilerine talimat verdiği kamuoyu bilgisine bir kaç gün sonra bildirilmişti...
Yasalaşması beklenilenler arasında Emeklilikte Yaşa Takılanların beklentisi var ki, bekleyene ve bekletene Allah kolaylık versin!
2 milyon 249 bin 999 kişi, pardon! Kendimi de eklersem iki milyon 500 bin kişi dört gözle emekli olmayı ve ay sonunda ATM 'den paramızı çekmenin hayalini kuruyoruz!
Dedim ya, Allah yar ve yardımcımız olsun Millet ve ona hükümet edenlerin...
Yazımın girişinden de anlaşılacağı gibi enflasyonu yüzde yüzlerin üzerine çıkmış ve bir kaç ay öncesinde iki hanelere zor bela düşürülmüşken, ki çok eski değil 2 yıl öncesinde covit19 dolayısıyla, mücbir sebepler nedeniyle, hazinesi tam takır kuru bakır bir halin üzerine, son bir kaç yıl İçinde, pişmiş tavuğun başına gelmeyen (Allah beterinden saklasın) zor kanaat geçinen insanlarımızın başına geldi; insanımız derken devletin sahibi milletimizden, bizlerden bahsetiyorum.
Devlete 20 yılın üzerinde hükümet eden mevcut iktidarın, içerde ve dışarda olan bitenden, iyisi kötüsüyle haberdar olduğunu kabul edelim. Bir kaç ay sonra seçim sandığıyla buluşacak olan milletimizin sosyo ekonomik enkazın altından bir an önce çıkmak istemesi kadar doğal ne olabilir, ancak enkazdan can kurtarma tecrübesi olup olamadığını bilmediği, buna düşünecek zamanının da olmadığını bilerek, iş makinasının şoför mahalindekilere inanmak zorunda kalmayacağı bir ruh halimize tez zamanda kavuşulması dileğiyle diyelim ve bu bahsi kapatalım...
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin çalışmalarına kısa süreliğine de olsa ara verilmiş olması bana 100 yıl kadar bir zamandır kapalıymış gibi geldi.
Devlet kendisine hükümet edenleri ve hükmetme çabasında olan adaylarını ortak akla davet eder..!
Anlaşılır olmuştur umarım!