Amerika, Birinci Dünya Savaşı'ndan beri bize düşmanlık yaparak birliğimizi bozmaya ve bizi yok etmeye çalışan bir anlayışa sahiptir.
Birinci Dünya Savaşı sonunda ilan edilmiş Wilson ilkeleri tüm mağlup devletlere uygulanmasına rağmen Osmanlı Devletine uygulanmamış ve ülkemizi tarihe gömmeyi amaçlayan Sevr projesi uygulanmak istenmiştir.
İkinci Dünya Savaşı sonunda ABD'nin baş aktörlüğünde galip devletlerin baskılarıyla yeni nüfuz (sömürü) alanları oluşturulmuştur.
Bunlardan birisi de Türkiye olmuştur.
Türkiye bu köleliğe biraz direnir olunca SSCB (Rusya) devreye sokularak 1878 Ayastafanos Antlaşmasıyla alıp Birinci Dünya Savaşı sürecinde bırakmak zorunda kalan Kars ve Ardahan yeniden istetilmiştir.
Rusya'yı dengeleme adına Amerika'nın kayığına binen Türkiye, komünizmin tehdit kürekleri ile gemisini yürütmüştür. Ama bir türlü sahile çıkamamıştır, çıkarılmamıştır.
Amerika sahile çıkmak isteyenleri bazen siyasi, bazen askeri ve bazen de ekonomik operasyonlarla boğmuştur.
İşte Amerika budur.
Dolar operasyonu da alışılagelmiş ekonomik operasyonlardan birisidir.
Amerika, Türkiye'nin dolarla satılacak yada satın alınacak bir dost ve devlet olmadığını görecek fakat, iş işten geçmiş olacaktır.
Niçin mi?
Amerika, özelde Türk dünyasında genelde ise İslam dünyasında güvenirliğini kaybetmiştir. Bu durum Amerika'nın müttefikleri arasında da tartışılacaktır.
'STRATEJİK' ortak dediği ülkeye yaptığı bu ekonomik suikastı milletimiz hiç unutamayacaktır.
Hangi cenahtan olursa olsun hiçbir politikacı Amerika'nın dostluğundan söz edemeyecek, eden olursa lanetlenecektir.
Amerika'nın bu tutumu diğer ülkelere de yansıyacaktır.
Bu nedenledir ki, Amerikan yönetimi Türk milletinden özür dilemelidir.
Çünkü burada söz konusu olan adaletimize ve devlet anlayışımıza saygı göstermemesidir.
Ekonomik operasyondan daha önemli bu saygısızlığı ve Türkiye'yi medeniyetlerini imha ettiği kabilelerle aynı kefeye koymasıdır.
Evet, Amerika ile bir daha asla! Diyoruz. Selam ile…[email protected]