Bu tartışmanın
bu hale gelmesi
ve çeşitli nedenlerle
alevlendirilmesi,
günah olduğu kadar
insanlık ayıbıdır da...
O ayıp ve günaha
ortak olmamak için
isim vermeyeceğim...
Bir kadın siyasetçiyle
ilgili ortaya atılan
kaset iddiasından
söz ediyorum...
Bu olay; algı operasyonlarıyla
başlatılan
itibarsızlaştırma
hareketinin
geldiği çirkinliğin
ulaştığı boyutları
göstermesi bakımından
irdelenmeye
muhtaçtır...
Daha geçen pazar
kutlanan
Anneler Günü nde
Cennet anaların ayağının altındadır
diyen birtakım erkekler,
birkaç gün sonra bir anneyi
zan altında
bırakacak
sözler söylüyor
ve bunun üzerinden
gündem oluşturulmaya
çalışılıyorsa;
bunu yapanlara
Müslüman diyemem!..
Çünkü, Müslüman bir insan,
bunun Kur an da da
günah olduğunu bilir...
Bildiği halde yapıyorsa,
iki dünyada da cezasını
çeker!..
Kur an da, Nisa Suresi nin
4. ayeti, Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra (bunu ispat için) dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkardırlar diyor...
Görüntü varsa
şahide gerek yok,
denilebilir...
Ancak, görüntü ve ses kayıtları
üzerinde,
her türlü üçkağıtçılığın yapıldığı
bir ortamda,
en doğru yöntem;
Nisa Suresi ndeki gibi şahit
aranmasıdır...
Adam gibi adam,
en kanlı düşmanının
ailesi için dahi böyle
bir imada bulunmaz!..
En acımasız
savaşlarda dahi,
vurulmayacak hedefler
bellidir ve
bunun aksini
yapanlar,
Savaş suçlusu sayılır!..
Savaşların da düşmanlıkların da
bir raconu vardır...
Ne adamlık ne racon
ne din ne de iman!..
Yozlaşma
erozyonu
bütün değerleri
bir bir yutuyor...
Sürüklenenler
bizi biz yapan hasletler...
Kaybettiklerimizin
neler olduğunu
göremeyecek kadar
körleştik mi?..
Ne oldu bize
böyle?..
Bütün kötülüklere
hep birlikte
dik durmak lazım!..
Son sözüm ise,
çağın sapıklarına...
Sizin ananız, bacınız yok mu?..