Güzel yurdumun.
Cennet vatanımın güzel insanları.
Kendimizi, kimliğimizi, yurdumuzu ifade ederken.
Bazen bilmeden bazen de bilinçli.
Bazı kavramları yanlış mı kullanıyoruz acaba?
Anadolu adının ana sıcaklığı, şefkati, kucaklayıcı özelliği varken, kendimizi soyutlayıp, yabancı bir yermiş gibi bölgeyi 'Bu coğrafya' diyerek tanımlarız.
Ya Ay yıldıza bakışımız.
'Şehidin sokağına, evine Türk bayrağı asıldı'.
Nasıl bir ifade Allah aşkına.
Başka bir bayrak mı var da özellikle Türk başlığı kullanıyoruz.
Herhalde Türk Bayrağı asılacak.
Şehidimizin evine bayrağımız asıldı yetmez mi?
Sanki bir başka ülkede yaşıyoruz.
Bir de şu Türk Milleti yerine, Türkiye Halkları.
Kulağa ne kadar hoş geliyor (!) değil mi?
Millet kelimesi çok rahatsız ediyor sanki.
Farklı etnik kökenlerin millet kavramında bütünleşmesi kadar güzel bir şey olabilir mi?
Milli değerlerin ne olduğunu, nasıl yaşandığını başkalarından öğrenecek halimiz yok desek de.
Bazı tablolar var ki; mahcubiyet duyduğumuz.
Maç öncesi İstiklal Marşı okunurken yönünü değiştiren Gençlerbirliği'nin Brezilyalı oyuncusuna sebebi sorulur.
--Ulusal marşlarda protokole dönülmez.
--Peki, nereye dönülür?
Bayrağı göstererek dönülecek yönü gösterir.
Ne muhteşem anlayış değil mi?
Bazı yabancıların Türkleri nasıl tanıdığına bakmak isterim.
'Türk gibi ölüme gülerek bakan birini hiçbir ulusta bulamazsınız. Yalnız ona iyi bir komutan gerektir.' Mulman
'Dünyada iki bilinmeyen vardır. Biri kutuplar diğeri Türkler.'(Albert Sorel)
'Türkler kahramandır, dostlarına zarar vermez, tuttuğu eli bırakmaz, sözünden dönmez, iyi ve kötü günlerde dostundan ayrılmaz.' Comenius (Çek Bilgini)
'Türklerin cesaretine hayranım, cahilliklerine şaşırıyorum.' (Japon deprem mühendisi)
Aslında 'Biz kimiz' biliyor musunuz?
16 Temmuz 1902 yılında İnegöl'de doğan.
Şair/öğretmen Orhan Gökyay'ın 'Bu Vatan Kimin' şiirinde yazdığı.
Bu vatan toprağın kara bağrında sıradağlar gibi duranlarındır' şiirinin.
Harfi, hecesi, kelimesi, dizeleriyiz.