Bayram yine çoğunlukla ziyaretlerle geçti. Aile büyüklerinden sonra çalıştığım kurum olan Atakum Beledieysi'nin bayramlaşmasının hemen peşine mezunu olduğum Samsun Anadolu Lisesi'nin bayramlaşması vardı. Toplantıda ta okulumuzun adı Maarif'kenki mezunlardan benden on yıl sonra, 2000lerde mezun olanlara kadar geniş bir yelpaze vardı. Anılar bizi gençliğimize götürdü ister istemez.

O bayramlaşma sonrasında eşimle Atakum sahilinde turlamaya çıktık; hava kaçırılmayacak denli güzeldi çünkü. Okulumun bayramlaşmasından ve gençlik anılarımızdan bahsederken önümüzden gelip geçen on iki-on yedi yaş aralığında kız ve oğlan grupları çekti dikkatimizi. İstisnaları dahil etmiyorum bunlara elbette, ama çoğu için geçerliydi söyleyeceklerim: Kızlar yaşlarının ötesinde aşırı makyaj ve abartılı açıklıkta kıyafetlerle ve çoğunlukla da ellerinde sigaralarla ve oğlanlar da özensiz kıyafetleri, dağınık saçları, çoğu küfür cümlelerinden oluşan anlamsız konuşmaları ve ellerinde bira şişeleriyle geziniyorlardı. Bu durumda ve ister istemez yükselmekte olan o iğrenç pedofili eğiliminde bu duruma pek de müdahale eder görünmeyen ebeveynlerin hiç mi suçu yok?

TRT'nin arşiv sitesinde '70lerde yapıldığını sandığım haber görüntüleri var. Onlarda gencecik oğlan ve kız çocukları, son derece anlaşılır, düzgün bir Türkçeyle ve kendilerine ve karşılarındakine saygılı duruşlarıyla ne güzel de ifade ediyorlar fikirlerini. İzlemenizi öneririm.

Ben tutucu bir insan değilim. Elbette gençlerin kendilerini özgürce ifade etmelerinden yanayım. Ama kendilerini kaybetmelerinin de tümüyle karşısındayım. Daha bu gençlere ihtiyacımız var.

*

Samsun Sinema Topluluğu olarak 56lar'daki Siyah Beyaz Cafe'de her Çarşamba yaptığımız film gösterimlerinin bu haftaki programı, Yasujiro Ozu'nun yönettiği, 1953 tarihli Japon klasiği, Tokyo Hikayesi. 12 Haziran Çarşamba akşamı, 19.30'da. Caner Bağlar arkadaşımız sunacak. Filmden sonra söyleşi var.

Setsuko Hara and Chishû Ryû in Tôkyô monogatari (1953)

Sevgiyle, sanatla kalın…