n Bu milletin inancında değeri öyle büyüktür ki, hangi vakitte çalarsa çalsın kapılar, bilinir ki gelen ihtiyaç sahibidir...
n
n Ve ev sahibi için Tanrı misafiri dir...
n
n Bugün Cahiliye dönemi nde yaşayan şairliğiyle ünlü yiğit genç Hatimi Tai nin öyküsünü anlatacağım...
n
n Belki, bazılarının gönül kapılarının aralanmasına vesile oluruz...
n
n
n
n * * *
n
n
n
n Yemen hükümdarı, oldukça cömert biridir. Ancak, ihsanları her yere yayılmasına rağmen, Tay kabilesinin reisi şair Hatimi Tai nin cömertliğinden bahsedilmesine tahammül edememektedir.
n
n Bir gün sarayında herkese büyük bir ziyafet verir. Zengin fakir herkes yer. Ne var ki, Hükümdarın ziyafeti ne kadar muhteşem oldu, neredeyse Hatimi ye yaklaştı sözleri; halkın arasında dolaşır. Hükümdar, Hatimi sağ kaldıkça, cömertlikte birinci olmasına imkan olmadığını anlar ve onu öldürtmek ister. Çok güçlü bir genç bulup eline yirmi altın verir. İşi bitirince de yirmi altın daha vereceğini söyler.
n
n Hükümdarın tuttuğu genç, sora sora Tay kabilesine kadar gelir. Güler yüzlü, kendisi gibi yiğit bir gençle karşılaşır. Bu sevimli genç Hoşgeldin yiğit. Çok yorgun olduğun anlaşılıyor. Bu gece misafirim ol! diyerek evine götürür. Gece olmuştur. Misafirine ikram ve ihsanda bulunur. Sabah olunca, misafir gitmek ister. Birkaç gün kal der. Misafir, çok önemli işi olduğunu ve gitmesi gerektiğini söyler.
n
n İyilik ve hizmet etmekten zevk duyduğu anlaşılan ev sahibi, İşin nedir, bir yardımım dokunabilir mi? diye sorar.
n
n Ey asil kişi, sen çok cömertsin, iyilikseversin, senden sır çıkmayacağı belli. Hatimi isimli birini arıyorum. Acaba tanıyor musun? dediğinde, Hatimi ile ne işin var? ikinci bir soru gelir. Misafir, niçin geldiğini anlatır ve ev sahibinden kendisine yardımcı olmasını ister.
n
n Elbette mümkündür. Yalnız bu iş pek kolay olmaz. Dediklerime uyarsan tereyağından kıl çekmiş gibi zahmetsiz olur cevabını alan misafir, ne yapması gerektiğini sorar.
n
n Hatimi de senin gibi yiğit biridir. Belki öldüremezsin. Ben sana onun yerini tarif edeyim. Ancak öldüremez de iş meydana çıkarsa, yerini söylediğim için beni öldürebilir. Bu bakımdan benim ellerimi, ayaklarımı bağla. Zorla söylettiğin anlaşılsın diyen ev sahibinin söylediklerini harfiyen yapan misafir, Hatimi nerede? diye sorduğunda, ev sahibi Hatimi denilen kimse benim der ve devam eder:
n
n Madem benim başım senin işine yarayacak, ne diye onu vermeyeyim? Misafirin arzusunu yerine getirmek, gönlünü etmek benim en büyük arzumdur. Hemen öldür, kimse duymadan buradan git!
n
n Genç, neye uğradığını şaşırır. Hemen Hatimi nin ayaklarına kapanır:
n
n - Sana gül yaprağı ile vuran kalleştir. N olur beni bağışla!..
n
n Genç, helalleşip oradan ayrılır. Hükümdarın huzuruna çıkar. Olanları anlatır. Hükümdar da iyiliksever, cömert olduğu için hatasını anlayıp Cömertlik mal ile değilmiş. Hatimi nin cömertliği yaradılışından, fıtratından, güzel huyundan ileri geliyormuş. Sen verilen görevi fazlasıyla yerine getirdin diyerek yirmi yerine kırk altın verir.
n
n
n
n * * *
n
n
n
n Bugününüz dünden daha iyi olsun. Sağlık ve huzur dolu günler dileğiyle...
n