Eskiler sigaraya 'DÜHAN' derlerdi.
Sarhoş etmeyen fakat, keyif veren ya da üzüntüyü def eden maddelerden kabul edilirdi.
İslam alimleri, bu maddenin üzerine yürüyerek kimileri mubah, kimileri mekruh ve kimileri de haram demişlerdir.
Tıp ilerledikçe ihtilafları bir bir çözdü ve hükmünü verdi:SİGARA SAĞLIĞA ZARARLIDIR.
Bundan sonra iş, halkın sağlığını korumakla yükümlü devletlerin hükümetlerine kaldı. Başta ABD olmak üzere birçok devlet sınırlayıcı bazı tedbirler aldı. Hatta yasalarla bu sınırlamaları destekledi.
Türkiye de bu yasak kervanına katılmış bulunmaktadır.
Türkiye'de okullarımızda eskiden bir öğrencinin sigara içmesi, okuldan atılma gerekçesiydi. Artık şimdilerde sadece öğrenciye nasihat edilmektedir.
Devlet ve bazı STK'lar seferber olmalarına rağmen bu konuda pek başarılı olduğumuz söylenemez. Daha kötüsü bağımlılık oluşmasın diye sigaraya razı olmuş halimiz vardır.
Yasaklarla bir yere varamıyoruz.
Zira yasağın kendine özgü kuralları var olup bunlardan birincisi ve en önemlisi ise bu yasağı getirenin gereğini bizzat yerine getirmesidir.
Okulun dış kapısının yanı başında sigara içen bir öğretmenin bu konuda öğrencisine yapacağı bir öğüdü olmaz, olamaz da:
'Yapmadığınız şeyi niçin söylersiniz-öğüt verirsiniz?'
Dünyanın ayağa kalktığı ve devletin imkanlarını seferber ettiği sigara yasağında başarılı olunamayışının sırrı, bu yasağı koyanların bizzat kendilerinin ihmal ve ihlal etmeleridir. Öğretmeninin sigara ve alkol içtiği bir okulda öğrencilere yönelik yasağın hükmü olur mu?
Efendimiz(sav) alkolizmin damarlara kadar sokulduğu bir yerde nasıl başarılı olmuştur?
Bizler ise mücadele etmemize rağmen yasağın değil, sigaranın ve diğer bağımlılıkların arttığını görüyoruz.
Bu durumu yeniden bir düşünelim: Öncelikle okul ve çevresinde sigara içen öğretmenler bir şey söyleyebiliyor muyuz? İşe buradan başlayalım. Ne dersiniz? Selam ve sevgi ile…