n
n n 2012-2013 “Küresel Rekabet Gücü Raporu”nu geçen günlerde açıklamıştı.
n n Hatırlanacağı üzere 144 ülke arasında ilk üç sırayı İsviçre, Singapur ve Finlandiya paylaşmıştı.
n n Raporun temel bulgularında “Avrupa ülkeleri arasındaki rekabet gücü farklılığında artış izlenmekte olduğu bir başka ifadeyle; Avrupa ülkelerinin rekabet gücü arasındaki fark arttığı, ABD’nin genel sıralama içindeki konumunda düşüş olsa da dünyanın en yenilikçi ekonomisi olma özelliğini devam ettirdiği, Hindistan’ın ve Rusya’nın rekabet gücünde düşüş yaşanırken Çin’in büyük ölçekli gelişmekte olan ülkeler arasında en rekabetçi ülke olduğu” konularına değinilmişti.
n n
n n Raporda ülkemiz ile ilgili olarak “2011-2012 döneminde 142 ülke arasında 59. sırada yer alan Türkiye’nin 2012-2013 döneminde rekabet gücü sıralamasında 144 ülke içinde 43. sırada yer aldığı ve “Verimlilikten İnovasyon Odağına Geçiş Ülkeleri” arasına girdiği, Türkiye’nin 2011 itibariyle satın alma gücü paritesine göre 778.1 milyar ABD dolarlık bir GSYİH büyüklüğüne, kişi başına düşen 10.522 ABD dolarlık bir gelire, Türkiye’nin GSYİH’sinin dünya toplamında %1.36’lık bir paya sahip olduğu” tespitleri yapılmıştı.
n n
n n Kurumsal yapılanma, altyapı, sağlık ve ilköğretim, yükseköğretim ve işbaşında eğitim, emtia ve mal piyasalarının etkinliği, pazar büyüklüğü, inovasyon, işgücü piyasaları, makroekonomik ortam ve mal piyasalarının gelişmişliği konu başlıklarında 144 ülke arasında yapılan değerlendirme sonucunda ülkemizin bir önceki yıla göre başarı göstererek 16 basamak tırmanması, sevindirici bir gelişmedir. Diğer önemli bir tespit ise köşemde sık sık değindiğim BRIC S ülkeleri arasında (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti) ülkemizin bu yılki yükselme ile sadece Çin’in arkasında kalmasıdır.
n n Bu güzel gelişmelerin ışığında tüm üretim sektörlerimizin rekabet edebilirliğini artırabilecek, bütünlükçü ve yatay önlemleri de içerisinde barındıran,”Katma değer, ithal ikamesi, istihdam, verimlilik ve inovasyon” başlıklarının içerisinde yer bulabildiği bir sanayi politikamızın oluşturularak uygulamaya geçilmesi, ülkemizin sürdürülebilir büyümesinin devamını sağlayacaktır.
n n
n n Samsun özeline geldiğimizde ise; Ekonomi Bakanlığı tarafından ilimizde “KOBİ İşbirliği ve Kümelenme Projesi” kapsamında Sağlık Ekipmanları Sektörü ne yönelik sürdürdüğü kümelenme çalışması, mobilya ve gıda üretim sektörlerimizin de kümelenmeye yönelik adımları, Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı nın merkezi kümelenme politikalarına paralel olarak destek paketlerini uygulamaya geçirmesi, eğitim, sağlık, lojistik, konaklama alanlarında kamu ve özel sektöre yönelik yatırımların artması, ilimizi de içerisine alan TR83 bölgesinin “Bölgesel İnovasyon Stratejisi ve Eylem Planı”nın Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı tarafından hazırlanarak uygulamaya geçmesi, İl Özel İdaresi tarafından hazırlanan ve ciddi bir mesafe alınan “Samsun İhtisas Lojistik Organize Sanayi Bölgesi” projesi, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından hazırlanan ve ihale aşamasına gelinen “Samsun Uluslararası Akredite Metal Metroloji ve Kalibrasyon Laboratuvarı” projesi, üniversite sanayi işbirliğine yönelik adımlar ilimizin ve bölgemizin rekabet gücünü artıracak ve yakından takip edilmesi gereken çalışmalardır.
n n
n n Bu çalışmalarda kurum, kuruluş ve meslek örgütlerinin birbirini tamamlayarak, odağında Samsun’un ve bölgenin gelişimini öngören yaklaşımının devam etmesi ise sonuca ulaşabilmekteki en büyük argümanımız.
n n
n n 32,8 Küresel Rekabet Endeksi ile ülke genelinde 15.sırada olan ilimizin (*) küresel rekabet gücünü yükselterek sürdürülebilir büyümesini sağlayabilmek için her zamankinden daha işbirliğine ihtiyacımız var.
n n
n n Sağlıcakla
n n
n n (*) “İstanbul’da Bilgi Odaklı Küresel Rekabet Projesi”
n