Büyük bir bölümü genç olmak üzere nüfusu bir buçuk milyara ulaşmış, dünya enerji kaynaklarının yaklaşık % 60-0'ini üreten dünya Müslümanlarından söz ediyoruz.
Dünya nüfusunun ve devlet bazında da sayısal olarak yaklaşık % 25'ine sahip Müslümanlar şaşkın…
İslam coğrafyasının her yerinde kan okyanusları oluşturulmuştur.
Dünyanın en zengin ülkelerinde kadınlar, çocuklar ve yaşlılar açlıktan ölüyor.
Oluşturulmuş kan denizinden kaçanlar, umut tacirlerinin peşine takılarak Akdeniz'de öldürülüyor.
Müslümanlar, kendi yurtlarından kaçarken katillerinin insaf ve merhametine sığınmak için umut tacirlerinin peşine takılıyorlar.
Müslümanları yurtlarında kim, kimin silahlarıyla öldürüyorsa aynı katiller oralarda öldüremediklerini Akdeniz'de öldürüyorlar.
Bu oyun istisnasız her yerde oynanmaktadır.
Şimdi de hazır şeytanlarını taşlamaktadırlar.
Cami avlularındaki, 'kahrolsun Amerika, kahrolsun Avrupa, kahrolsun Siyonizm' sloganları kahretmiyor, bilakis şeytanları güçlendiriyor, iştahlarını artırıyor.
Müslümanlar şaşkın ve perişan…
Kısa, orta ve uzun vadeli tedbirleri düşünme fırsatını bile yakalayamıyorlar.
Temel'in Dursun'a, ' tikine duramayırum ki bıçak saplasam' demesi gibi şeytanların oluşturduğu fiili durum Müslümanlara düşünme fırsatını bile vermiyor.
İslam coğrafyasında kan döküldüğü her yerde Türkiye dahil ya mezhep yada etnik farklılıklar körüklenmektedir.
Müslümanlar birbirlerini ya mezhepleri ya da ırkları adına öldürmektedir.
Kaybedenler Müslümanlar, kazananlar ise Batılılar olmaktadır.
Son iki yüz yıldır her zaman kaybedenler Müslümanlar olmuştur. Yüz yıldır şaşkınlığımızdan kurtulamadık, kurtulamayacak mıyız?
Hep birlikte düşünemez miyiz?
Selam ve sevgi ile…