''Eğitimde marka şehirden bahsediyoruz...

Halbuki eğitim konusunda bu şehir sınıfta kalmış durumda...

Bir itiraf ediyorum...

Her gün bir milli eğitim müdürü ve okul müdürlerini değiştirmişsin, okullarda öğretmenleri hallaç pamuğuna çevirmişsin...

Ondan sonra da iyi eğitim...

Olmaz kardeşim...

Kendimizi zorlamayalım...

Eğer bir yerde bir hoca, müdür başarılıysa onu orada tutacağız...

Hangi dünya görüşüne sahip olursa olsun ona müdahale etmeyeceğiz...

Almanların bir sözü var, 'Düzgün çalışan bir makineyi tamire kalkmayın' diye...

O zaman geçmiş olsun, başarı gider...

O zaman küstürürsün...

Bir de iki tarz küstürüyorsun...

Arkadaşları görevden alıyoruz, yerine bize yakın diye birisini koyuyoruz...

İdari yargı hemen bozuyor...

Hem görevden alınan küsüyor hem de mahkeme kararıyla göreve yeniden gelen seni dinlemiyor...

Ne olacak o zaman?

Bir dirençle karşılaşıyoruz...

Hani dil öğrenecektik biz?

Bırak dili normal Türkçeyi bile öğrenemiyoruz!"

***

Yukarıda altına sonuna kadar imza atacağım...

Eğitimcilerin birçoğunun da aynı şeyi yapacağı sözler var...

Ve bu sözler...

Samsun Valisi İbrahim Şahin'e ait!

***

Yani sorun belli gibi...

Buradan yola çıkarak...

Samsun eğitimini geride bırakanların kim olduğunu bulmak ve engellemek kalıyor...

Ve aslında bu failler net olarak ortada...

Tüm bu hataları yapan irade siyaset...

Samsun'un milletvekilleri, siyasi parti yöneticileri...

Yani...

Samsun'u uçur...

Eğitimimizi geliştir...

Ekonomisini kalkındır diye oy verip...

Temsilci yaptıklarımız!

***

Peki millet olarak yapacağımız tek şey ne?

Bu tür durumlara refleks göstermek...

Tasvip etmediğimizi haykırmak...

Seçimde oy...

Sokakta yüz vermeyerek!

Peki yapabilir miyiz?

Hayır!

Çünkü toplum olarak kişisel çıkarlarımızı...

Çocuklarımızın geleceğinden bile önde tutacak kadar...

Çıkar düşkünüyüz!

Biz düzelmeden toplum değişmez...

Toplum değişmeden de sağlıklı bir gelecek inşa edilmez...

Öyleyse...

İstikameti hiç bozmadan (!)...

"Durmak yok, eğitimin içine etmeye devam!"