Piknik faciası, aslında göz göre göre geldi...
Dereköy ve çevresinde denizin kumsalı yok ettiğini
ve dalgaların neredeyse evlere ulaştığını yazmıştık...
Hem de bir yıl önce...
Hiç kimse umursamadı...
İki ay önce, yine aynı konuya değinmiştik. Yöre sakinlerinin
feryadını duyan olmadı...
Sonra daha geçenlerde, SAM-SEV Başkanı Sadi Subaşı,
aynı bölgede tehlikeye işaret etti. Ama, o söylediğiyle
biz de yazdığımızla kaldık...
Şimdi herkes ihmalkarı yakalama peşinde...
Oysa bu olayda suçlu sayısı bir iki değil ki...
Sosyal Hizmetler Yaşar Doğu Toplum Merkezinin
rutin hale getirdiği piknikte, yüreklerimizi dağlayan bu acıyı yaşamasaydık, konu yine gündeme gelmeyecekti...
İki çocuğun boğulduğu, birinin de halen bulunamadığı bölgede, bir gün önce de bir evladımızı Karadenizin azgın sularına kurban vermiştik...
Yine önemsenmedik. Şikayetleri sıradan gördük...
Ne oldu şimdi?..
Valiliğin izin vermediği piknik, periyodik olarak zaten yapılıyordu...
Yani, O bölgede denize girilmesi sakıncalı diyen
Valilik, daha önceki pikniklere neden izin vermiştir?..
Onlar da izinsiz yapıldıysa, neden soruşturma açılmamıştır?..
İşte fotoğraf ortada...
SAM-SEV yöneticileriyle o bölgeye giden arkadaşımız Haydar Öztürk, 10 Temmuz 2008de bu fotoğrafı çekmişti...
Denize girenler de Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünün
yurtlarında barınan çocuklardı...
Müdahale etmek için böyle bir acının yaşanması mı gerekiyordu?..
Önceki gün yaşanan faciada ihmal vardır...
Böyle bir havada çocukların denize girmesini engellemeyen ya da gerekli uyarıları yapmayanlar suçludur...
Ancak, bu bölgedeki deniz hareketinin sahili tahrip ettiğini ve önlem alınması gerektiğini söyleyenleri dikkate almayanlar masum mudur?..
Bu işin faturasının kime kesileceğini biliyorum...
Devletin hurdalığı öyküsünü bilenler hatırlayacaktır...
Ama, yine de kısadan anlatayım...
Hurdaların çalınmasına önlem almak için devlet, bir bekçi ataması yapar. Sonra bekçiye şef, ardından şefe maaşlarını verecek muhasebeci, muhasebecinin başına da müdür getirilir. Hurdalık olmuştur artık arpalık. Müdürün başına getirilen genel müdür, yardımcılarını seçer. Elbette onlara hizmet edecek
odacılar da işe alınır...
Gün gelir, devlet zarar ettiğini anlar. Sonunda bir müfettiş gelir, inceleme yapar ve zararın bekçiden kaynaklandığını rapor ederek, onun işine son verilmesini ister...

Benim güzel ülkemde sistem böyle işte...
Aha da buraya yazıyorum...
Demedi demeyin!..