Serbest piyasada
7 liraya kadar
düşen fındık fiyatı;
sivil toplum kuruluşları,
siyasi partiler
ve medyadan
gelen tepkiler yüzünden mi
yükseldi?..
İşin içinde
milyarlarca lira olunca,
hiç kimsenin
kimseyi dinleyeceğini
sanmam!..
Serbest piyasa ekonomisi
içinde,
daha çok kazanmak isteyenler
yasal çerçevede
işini yaptığına
göre,
kim ne diyebilir?..
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Fakıbaba'nın "Üreticinin tüm fındığını alacağız. Hatta,
ilk kez 38-39 randıman fındığın da alımı yapılacak"
açıklamasına rağmen
ürün fiyatı 7 lira 50 kuruş ile 8 lira arasında
işlem görmeye devam etti...
Bu açıklama sonrası
fiyatın yükselmesi gerekmez miydi?..
Alivreciler sabırlıydı...
Öyle ya serbest piyasada alım olmazsa
fiyatlar nasıl yükselecekti...
Bu arada birçok büyük tüccar,
bir süre 8 liradan fındık
almadı...
Çünkü, fiyatlar daha da düşecekti...
Peki ne oldu da
fındık fiyatı 9 lira
50 kuruşa kadar yükseldi?..
En büyük alıcı olan Avrupa'dan
talep patlaması mı geldi?..
Ya da birden bire fındığın
kalitesi mi arttı?..
Hiçbirisi değil!..
Öyleyse ne oldu?..
Bakan Fakıbaba'nın
fiyatın artmasına yönelik
hamlelerini kaale almayan
alivrecileri,
çok güçlü biri mi
uyardı?..
Niye böyle düşündüğüme gelince...
Geçenlerde, "Fındık Profesörü" olarak
tanınan eski İstanbul Fındık İhracatçıları Birliği Başkanı
hemşehrimiz Lokman Kondakçı'nın;
Kamu Denetçiliği Kurumu'na yazdığı
şikayet dilekçesinin ardından, kuruma alınması gereken
önlemler için de önerilerde bulunduğunu
belirterek,
25 Eylül 2017 tarihli "Çare Erdoğan'da" başlıklı
köşe yazımı şöyle tamamlamıştım:
"Bu öneriler, yoğun bir gündem olmasına rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ulaşacaktır sanırım...
İşte o zaman, Erdoğan'ın fındıkta "Alavere-dalavere" yapmakla tanımladığı adamların tezgahı bozulur; üretici de huzur bulur...
Yani, çare Erdoğan'ın elinde..."
Şimdi soralım...
Avrupa'dan talep patlaması
yoksa ve kalite birden bire artmadıysa,
fındık fiyatının
bir haftada
7 lira 50 kuruştan
9 lira 50 kuruşa yükselmesi
nasıl izah edilecek?..