Bir üniversitemizin rektörü göreve başlar başlamaz, başka hiçbir işi yokmuş gibi üniversitenin internet sitesindeki logosundan Atatürk'ü çıkartmış, gelen tepkiler üzerine de gözle görülmesi zor, hatta imkansız boyutta bir resmini koyuvermiş. Soytarının biri de kalkmış sosyal medya ortamında Atatürk'le aklınca dalga geçmiş ve kendi düştüğü iğrençlik bataklığından Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hayasızlık ve haysiyetsizlik tezahürü hakaretler yağdırmış. Bir rektörle bir soytarıyı Atatürk düşmanlığında buluşturan bu kin, bu nefret nedir? Bu duygu nasıl bir duygudur ve kökeninde ne vardır? Sormayı, sorgulamayı değer.
1920'nin İstanbul'undaki İngiliz muhibbi işbirlikçiler de Mustafa Kemal ve arkadaşlarının 'Hakimiyet-i Milliye ve İstiklal-i Tam' düsturuna karşı çıkıyorlar, ona ve arkadaşlarına olmadık hakaretleri savuruyorlardı. Hakaretle yetinmediler, idamına karar verdiler, cihat dininin emirlerini bir kenara bırakarak utanmadan, sıkılmadan Milli Mücadele aleyhine fetvalar yayınladılar, ordular kurup Anadolu'ya saldırttılar. Bir tarafta vatanın kurtarılması, milletin tam bağımsızlığı ve egemenliği uğruna yokluklar içinde varlık mücadelesi veren kahramanlar öbür tarafta düşman işgali altında yaşamaktan zerre utanmayan işbirlikçiler vardı; olması gereken oldu vatanseverler ve kahramanlar kazandı.
Mustafa Kemal Atatürk eleştirilemez mi? Niye eleştirilemesin? Bizim inancımız da sadece Allah 'hatadan münezzehtir' ve sadece Allah 'layüseldir', yani hatadan uzaktır ve sorgulanamaz. Allah'ın dışında herkes hata yapar ve herkes yaptığı hatadan dolayı eleştirilir, sorgulanır. Mustafa Kemal Atatürk de bir insandır ve elbet eleştirilir ama söverek sayarak değil, soytarıca değil, adam gibi, edeplice, haysiyetlice, bilgiyle ve dürüstçe.
Türk Milli Mücadelesi 'mağlupların galiplerin barış şartlarına karşı çıkışı' olmak itibariyle tarihte bir ilktir ve Şark'ın –bugün artık hepsi de bağımsızlığını kazanmış- mazlum milletlerine bir ilham kaynağıdır. O milli kalkışmanın başkomutanı da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Gazi Meclis'i kuran da odur, reisi de odur, o Meclis adına cepheyi yöneten de odur. Seversiniz sevmezsiniz o ayrı bir konudur ama ne onu ne de eserini yok sayabilir, ne ona ne de eserine hayasızca ve ahlaksızca hakaret edebilirsiniz. Eleştirinin de hatta inkarın da bir adabı ve haysiyeti vardır.
Mustafa Kemal Atatürk, sizin ortak değeriniz olmayabilir ama bu toplumda büyük bir kesimin ortak değeridir. Ona saygı duymasanız bile o büyük kesime saygı duyunuz ve lütfen onların değerlerine dil uzatmayınız. Yarın onlardan birileri de çıkar sizin değerlerinize benzeri saldırılar yaparsa ne olur? Tarih günlük çıkarların ya da şu veya bu hesaplaşmaların arenası değildir, milleti geçmişten geleceğe taşıyan yoldur. O yolu tahrip etmeyiniz, o yolu hep beraber yürümek zorundayız, barikatlar kurmayınız. Kurduğunuz barikatlara ilk takılanlar siz olabilirsiniz!