Ligin on dördüncü haftasında rakip on sekiz puanla dokuzuncu sırada bulunan Adanaspor'u ağırladık.

İlk kırk beş dakika, temposuz mücadeleden yoksun, tatsız tuzsuz, Adanaspor'un üstünlüğüyle geçen bir yarı izledik.

İkinci devreye ilk devreye göre daha istekli bir Samsunspor vardı.

Alınan üç puanın en büyük katkısı hiç şüphesiz Tomane'nindi. Atmış olduğu gol akıllara zarar, müthiş bir gol attı. Golden önce ve sonra mükemmel oynadı, sahanın yıldızıydı.

Öne geçince ister istemez Adanaspor defansta açıklar vermeye başladı, Fofana birazcık becerikli olsaydı, maç farka giderdi.

Yasin ve Hasan Kılıç takımın el freni.

Hasan Kılıç ne bir top kazanabildi, ne de almış olduğu topları pas olarak verebildi.

Saviçevic ilk devre sahada yürüdü.

İkinci devre ufak bir kıpırdama oldu ama yeter mi?

Tabi ki yetmez!

Cihan ile de olmaz bu iş.

Orta sahada takımın yükü kaldırabilecek, fizik kapasitesi yüksek oyuncuya ihtiyaç var.

Ali Ülgen ve Soner de istenilen oyunu veremediler.

Melih de hiç yoktu sahada.

Kısaca Tomane hem takım arkadaşlarını, hem de teknik ekibi adeta ipten aldı.

Gün Tomane'nin günüydü.

Transfer dönemine kadar üst sıralardan kopmazsak kesinlikle altı tane oyuncuya ihtiyaç var. Kötü oynadık, galip geldik; kötü oynarken üç puan çok önemli ama bu oyunla ve sporcu yapısıyla hedeflenen süper lig hayal olur.

Maçın hakemi Kadir Sağlam vasat bir maç yönetti, her iki takımda hakemi zora sokacak mücadele yapamadılar.

Kısaca yazılacak çok şey var sayfalar yetmez...

Ben de Tomane gibi nokta koyayım.