On bir ayın sultanının arifesindeyiz.

Pazar günü akşamleyin teravih kılınacak ve o gece de oruca kalkılacaktır.

İslam coğrafyasında ya da dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan her Müslüman, bugünün heyecanını ve af olma umudunu yaşayacaktır.

Kan gölünde nice umutlar yeşerecek ve insanı Allah nezdinde kıymetlendiren dualar yapılacaktır.

Sahurda herkes kalkacak, Ramazan sevdasını oruç ve imsak aşkıyla yenileyecektir.

Sevgililer sevgilisi(sav)'in, ' oruç tutunuz sıhhat bulunuz' mübarek sözlerini iliklerine kadar işler görenler, bazen sıhhatlerinin bozulma pahasına da olsa oruçlarını tutacaklardır.

Oysa Dr. raporu gereği tutamayanlar olacaklar ve hastalığının iyileşme umudu olmayanlar verecekleri fidye ile sorumluluktan kurtulacaklardır.

Ve yine her yıl olduğu gibi Tv. ekranlarında bitmek tükenmek bilmeyen bir sürü dini tartışmalara tanık olacağız.

Ramazan günlerinde oruca ve içinde yaşadığımız toplumun değerlerine yönelik değerlendirmeler yapılacak. Herkes Ramazan ayının bir yerinde olduğunu hissedecektir.

Akşamları iftara yakın saatlerde fırınların önünde pide kuyrukları oluşacak ve orucun sıcaklığını maddi planda pidelerde yaşar gibi olacağız.

Trafikte bir koşuşturmadır devam edecek, yaşayanlar için bir de , ' bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi' gelip çatacaktır.

Büyük bir arınma dönemine giriyoruz.

İnsan olmanın karşılığı olarak herkes günah işlediği gibi yine Allah'ın 'TEVVAB' adı gereği de tevbelerimizin kabulünü kaybolmayan bir umutla diledik ve dileyeceğiz.

Diliyoruz ki, oruç tutmasak da içinde yaşadığımız toplumun değerlerine saygı adına oruca saygılı olalım. Bu, biraz da kendimize saygımızın ifadesi olacaktır. Sonuçta hepimizin adı Ayşe, Fatma ya da Ahmet, Mehmet ve Hüseyin değil midir?

Bu topraklarda birlikte yoğrulmadık mı? Bu toprakları aynı değerlerle, birlikte ortak vatan yapmadık mı? Bu günler ortak günümüz olması dileğiyle hayırlı Ramazanlar diliyoruz. Selam ve sevgi ile…