Samsun'da suya yapılan yüzde 25'lik anormal zam ve TÜFE oranında aylık uygulanacak otomatik zam kararından sonra, biz bu kararın yanlış olduğunu, zammın çok fahiş olduğunu ve geri alınması gerektiğini gazetemizde ve kendi köşemde dile getirmeye çalıştık.
Amacımız, vatandaşın hissiyatına tercüman olmak ve gazetecilik görevimizi yapmaktı. Dünkü gazetemizin manşetinde yer alan,'Başkan Demir'i kim yanılttı ?' manşeti ile, köşemde yazdığım,' En pahallı suyu kullanmak ayrıcalıktır' yazımdan sonra dün, telefonum gün boyu susmadı, mailime sayısız tebrik yazıları geldi. Köşe yazım okunma rekoru kırdı, sosyal medyada ve Whatsapp gruplarında paylaşıldı, büyük ilgi gördü. Tebriklerlerini ve teşekkürlerini ileten okuyucularımıza, konuya hassasiyet gösteren Samsun halkına en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Bizim için en büyük ödül budur.
Gelelim olayın başka bir boyutuna;
Öğleden sonra, Büyükşehir Belediyesi Basın Bürosu'ndan gazetemizi arıyorlar ve ''1 Haziran'dan sonra bize gazete göndermeyin. Aboneliğiniz iptal edildi. Bize verilen talimat bu. Yönetimin kararı'' diyorlar.
Yani, bu telefonun anlamı şu ; ''Siz mi bizi su zammından dolayı eleştiriyorsunuz? Biz de size bunun bedelini ödetiriz…''
İki günlük eleştiriye bile tahammül edememişler yani…
Siz, bir kalemde suya yüzde 25 gibi anormal bir zam yapacaksınız, ve bu su Türkiye'de kullanılan suyun en pahalısı olacak, sonra da , herkesin gözünün içine baka baka, dalga geçer gibi, ''Bu zamma rağmen en ucuz suyu kullanan İllerden bir Samsun…'' diyeceksiniz, biz de iki satır eleştiri yapınca ,''Aboneliğini kesiyorum haaa…'' diye, aba altından sopa göstereceksiniz.
Vah vah vah…Bu kadar küçük hesap haa… Çok yazık…
Biz sizin yaptığınızı yapmayız. Haberlerinizi kesmeyiz. Hem haberlerinizi yaparız, hem de eleştirilerinizi…
Unutmayınız ki, herkes kendine yakışanı yapar başkan.
Siz kendinize yakışanı yaptınız, eyvallah…
Bu halkın menfaati için, biz de, kendimize yakışan ne ise onu yapmaya devam edeceği
Hiç tereddütünüz olmasın…
Biz, 20-30 gazeteye teslim olacak insanlar değiliz.
Gerekirse mesleğimizi feda ederiz ama kalemimizi ve şahsiyetimizi asla…
Bir de halkımızı, bilesiniz…