Zaman buldukça belediye başkanlarımıza 'hayırlı olsun' ziyaretleri yapıp, tanıdıklarımızla hasbihal ediyor, tanımadıklarımızla da tanışıp, görüşüp dönüyoruz.
Önceki gün, 19 Mayıs, Bafra, Alaçam ve Yakakent Belediye Başkanlarımızı ziyaret ettik. Bafra Belediye Başkanı Hamit Kılıç beyi daha önce tanımamıştım. İlk defa yüz yüze görüşme imkanımız oldu. Sağolsunlar, bize ciddi bir zaman ayırdılar ve çaysız – kahvesiz bir sohbetin de ne kadar keyifli olabileceğini göstermiş oldular.
İktisatçı, işadamı, tecrübeli, açık sözlü ve prensip sahibi bir insan. Onu dikkatle ve hayretle uzun süre dinledim. Alışılmadık, sıra dışı şeyler anlattı.
Mesela:
Aday olması kesinleştikten sonra, seçim kampanyası sürecini kimseden para almadan ve belediyenin kasasından tek kuruş harcamadan yürütmüşler.
Bunu nasıl yapmışlar peki?
Gönüllülük esasına göre, kimseyi zorlamadan meclis üyeleri bir araya gelmiş ve kendi aralarında topladıkları para ile seçim kampanyasını geçirmişler.
Ödedikleri yemek paralarına kadar yaptıkları masrafların hepsinin faturasını da almışlar ki, yarın bugün bir iftira, dedikodu olduğunda ortaya koyup, belgelemek için.
Takdire şayan gerçekten.
İşte o başkan diyor ki, 'Belediyelerin içinde bulunduğu bugünkü ekonomik sıkıntının sebebi, tamamen kötü yönetim. Bir belediye başkanına bu kadar yetki verilmez. Belediye başkanlarının yetkileri çok fazla. Bu yetki gözden geçirilmeli ve sıkı bir mali disiplin uygulanmalı. Aksi halde bu gidişin önü alınmaz. Belediyeler, bütçelerinin üzerinde çok aşırı borçlandıkları için bugün işin içinden çıkamıyorlar. Ben belediyeyi kendi iş yerim gibi görüp, lüzumsuz bir harcama yapamam. Yetkimin sınırlarını asla aşmadan, borçlanmadan, yerel kaynaklarımızı geliştirerek, gelirlerimizi artırarak halkımıza hizmetimizi sürdüreceğiz.'
Katılmamak mümkün mü?
Nadiren de olsa, iyi durumda olan, maaşlarını ödeyen, yatırımlarını sürdüren belediyeler elbette var. İşte o belediyeleri yöneten başkanların yönetim şekli ve düşüncesi Hamit beyden farklı değil. Hesabını bilen, ayağını yorganına göre uzatan, belediyeyi çiftlik gibi değil, kendi işyeri gibi gören başkanların belediyeleri ayakta, ya diğerleri…
Yerle yeksan olmuş. Nerede mali disiplin, nerede denetim…
Koltuğa oturan, belediyenin tapusunu almış gibi davranıyor.
İstediği gibi, istediği harcamayı yapıyor, yapmadık rezillik de bırakmıyor…
Ne hesap soranı, ne de bu işe kafa yoranı var…
Yazık…