Dünya geliştikçe ve iletişim sınırları kalktıkça insanlar ve toplumlar arasında aslında dayanışma ile beraber kolektif çalışma çabası da çok artıyor. Birbirinden daha önceki yıllarda sadece hammadde, ara ürün ve tam mamûl alan toplumlar son dönemlerde artık hizmet de almaya başladılar. Bu konuda bireysel olarak çalışan firmaları TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) bir çatı altında toplayarak daha manalı hale getirdi. Çünkü biliniyor ki, bir araya gelmeden, kooperatifleşmeden, imece oluşturulmadan, güç birliği yapılmadan maalesef dünyada söz sahibi olunamıyor. Kurtlar sofrasında bireysel kalmak artık mümkün değildir. Yalnız kurt olmak belki bireysel tatmin getirebilir ama topluma hizmet açısından bir değer ifade etmez. Bu konuda önemli bir çalışma yapan Türkiye İhracatçılar Meclisinin açıklaması şöyle: 'Türkiye olarak mal ihracatımız kadar hizmet ihracatımız da ekonomimiz açısından son derece büyük öneme sahip. Başta petrol ve doğalgaz olmak üzere yüksek enerji ithalatımız sebebiyle mal ticaretinde kronik olarak açık veren bir ülkeyiz. Hizmet ticaretimiz ise mal ticaretindeki açığımızı kapatmamızda kritik bir görev üstleniyor. Başta turizm olmak üzere, taşımacılık ve müteahhitlik gibi güçlü olduğumuz sektörlerimiz sayesinde ciddi ölçüde ülkemize giren döviz girdisi sağlıyoruz. Rakamlarla ifade etmek gerekirse, geçtiğimiz yıl mal ticaretinden 58,9 milyar dolar dış ticaret açığı verirken, hizmet ticaretimizden ise net 19,9 milyar dolar fazla verdik. Bu dönemde hizmet ihracatımız 43,7 milyar dolar olurken, hizmet ithalatımız ise 23,7 milyar dolar oldu.
Hizmet ihracatımızdaki en büyük kalem kuşkusuz ki turizm. 2016 yılında ülkemizde yaşanan gelişmelerden sonra toparlanma yaşayan turizm sektörümüz 2017 yılında ülkemize 22,5 milyar dolarlık gelir getirdi. İhracatta Rekorlar Yılı olarak ilan ettiğimiz 2018 yılında ise turizm gelirimizin 30 milyar doların üzerine çıkarak şimdiye kadarki en yüksek seviyeye ulaşmasını bekliyoruz. Turizm sektörümüz, başta İstanbul olmak üzere kongre turizmi ve sağlık turizmi açısından da önemli ilerlemeler kaydediyor. Gelecekte bu sektörümüzün gelişimi açısından çok önemli potansiyele sahibiz.
Turizmin ardından en büyük gelir kalemimiz olan taşımacılık sektöründe ise geçtiğimiz sene yapılan 15,1 milyar dolarlık ihracat ile 2014 yılından sonraki en yüksek seviyeye ulaşıldı. Taşımacılık sektörümüzde de bu sene ciddi bir ihracat artışı görüyoruz. İlk çeyrekte yaklaşık yüzde 27 artış gösteren sektör ihracatının yılsonunda 19 milyar dolara yaklaşarak rekor seviyeye ulaşacağını öngörüyoruz. Özellikle, İstanbul'a yapılacak yeni havalimanının ardından küresel arenada çok daha önemli bir merkez haline gelecek olmamız neticesinde taşımacılık sektörümüz çok daha yüksek ihracat geliri yakalayacak. İnsan taşımacılığının yanı sıra yük taşımacılığında da ciddi hedefleri olan Türkiye'nin geleceğinde lojistik sektörümüzün önemli bir yeri bulunuyor. 2023 yılında yakalamayı hedeflediğimiz 150 milyar dolarlık hizmet ihracatı gelirinin 50 milyar dolarlık kısmını taşımacılık sektörümüzün tek başına karşılayacağını öngörüyoruz.
119 ülkede yüksek kalitede projeler üstlenen yüz akı sektörlerimizden olan müteahhitlik sektörümüzün de ihracat rakamlarını kat be kat artıracağını öngörüyoruz. Diğer taraftan, dünyada olduğu gibi ülkemizde de ağırlığı her geçen gün artan bilişim sektörümüzde ise ülkemizin alacağı çok mesafe bulunuyor.
2018 yılında toplamda 55 milyar doları aşarak rekor seviyeye çıkmasını beklediğimiz hizmet ihracatımızda gelecek hedefimiz olan 150 milyar dolarlık seviyeye ulaşabilmemiz ülkemizin ekonomisi açısından büyük bir önem taşıyor. Bu hedeflere daha etkin ve güçlü bir şekilde ulaşabilmemiz adına kurulan ve Mayıs ayı içerisinde Genel Kurulunu gerçekleştirdiğimiz Hizmet İhracatçıları Birliği'nin faaliyete geçmesi ile birlikte hizmet sektöründe faaliyet gösteren tüm ihracatçıları aynı çatı altında topluyoruz. Birliğimizin faaliyetlerine başlaması ile birlikte Türkiye'nin hizmet ihracatı politikası çok daha etkin bir şekilde işleyecek ve hedeflerimize çok daha hızlı bir şekilde ulaşacağız.'