Kasım ayının ilk haftası.
Lösemili çocuklara adanmış.
Bu sene gördük ki neredeyse her yerde bir etkinlik.
Sportif müsabakalar, kamu ve özel kurumlar, özelliklede okullar…
Bu yıl geçmiş yılların tecrübelerinden de yararlanılmış.
Yıllardır enfeksiyona karşı önlem amaçlı takıyorlar dediğimiz.
Lösemiyle simgeleşmiş maskeler hafta boyunca herkesin ağızlarında.
Şoföründen limandaki işçiye, güvenlikçiden futbolculara, öğretmeninden öğrencisine kadar.
Herkes bir şeyleri hatırlatma, farkındalık yaratma, dikkat çekme uğraşında.
Velhasıl hafta içi herkes bir katkı vermenin peşindeydi.
Dolu dolu geçen haftada etkinlikler hafta içine yetmedi bile.
Özellikle okullarımızın taleplerine LÖSAM adına zamanında dönüş yapamadık.
Hangi okula yöneleceğimizi, kimin ziyaretlerine karşılık vereceğimizi şaşırdık.
Amasya Esençay yaylasına Cumartesi Kampçılarıyla yaptığımız yürüyüşle başlattık haftayı.
Okullardaki konferanslarımızda mücadeleyi içeren yaşam karelerinden kesitler sunduk.
Yaşanan duygular, düşünceler, beklentiler ve hepimize düşen sorumluluklar…
Hepsini dilimizin döndüğünce paylaşmaya çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz.
Kazım Orbay ilkokulunda müziği ve bestesi kendilerince yapılan parçayla sunum yapan miniklerle anlamlı bir gün yaşarken, bazı okullarımız bir günde en fazla kan toplama gibi tatlı organizasyonlar düzenledi.
Diğer tarafta pankartlarla sokaklarda herkesi mücadeleye çağırdı minikler.
Hafta sonu İl Sağlık Müdürlüğü ve Samulaş ile ortak bir kutlamayla ailelerimiz ve çocuklarımızla pastamızı da kestik.
Haftanın finalinde ise hasta bir çocuğumuzun sünnet düğününü dernek sosyal tesislerimizde gerçekleştirdik.
Bu yıl ki izlenimler gayet güzel geçti ama bir şey var ki bu önemli…
Hastalıkla mücadelede dur durak yok…
Ateşin düştüğü yerdeki yangın sürekli söndürülmeyi bekliyor.
Endişem şudur ki; hafta içi yapılan etkinliklerin gereği hafta bitimi unutulmasın.
Bu duyarlılık tablolarını yedi güne sıkıştırmayalım.
Beklentileri taşıyalım taşıyabildiğimiz yerlere.
Maskeleri taktık ama…
Çekilen resimlerde amaçlananlar yapılmazsa buda açık bir istismar anlamına gelecektir.
Yani bu çabaların içinin boş kalmasına fırsat vermeyelim.
Dolduralım içini doldurabildiğimiz kadar.
Herkese sağlık ve esenlik dileklerimle…