Asgari 1000 yıl fiilen öncülüğünü yaptığımız medeniyetin mensubuyuz.

İnsan hem birey hem de işgal ettiği makam ve rütbe itibarı ile Allah'ın yeryüzündeki halifesidir. Allah'ın emirlerini Allah adına yaşama ve yaşatma yükümlülüğüyle karşı karşıyadır.

Aynı şekilde ecdadının da halifesidir. Birey olarak sorumluluğunu ihmal edenin suçu kişisel görünse bile tüm Müslümanları hatta insanlığı etkilemektedir. Durum böyleyken kitleleri yönetenlerin sorumluluğunu siz düşünün. Belediye başkanlarımızın eski adı 'Şehr-i emin (şehrin emini ve itimad edileni)' idi.

Fetret döneminden sonra iktidara gelmiş inançlı insanların sorumlulukları tarihe mal olacak kadar büyüktür. Kentlerimiz belediye başkanlarımıza bakmaktadır. İslami mimari ölü durumundadır. Farkındalık meydana getirecek kent planlamacılığından yoksundur. İki asır önce Avrupa'da gerçekleşmiş sanayi devriminin kentlerine hapsedilmiş durumdayız. Avrupa devletlerinin geçmişteki kentsel yanlışlarını kentlerimizde tekrarlamaktan başka bir şey yapmıyoruz. Kentlerimiz geçmişiyle irtibatsız her tarzın görülebildiği beton yığını haline getirilmiştir. Kentlerimiz çağdaş anlamda ne İslamidir ne de batılı. Kentlerimiz bir imar garibesidir.

Belediyelerimiz yalnız maddi anlamda değil manevi anlamda da yönettikleri kentlerin tarihi arka planını da araştırıp kitlelerle paylaşmaları gerekir. Bu konuda Samsun'un İlkadım, Canik ve Çarşamba belediyeleri takdire şayan çalışmalar yaptıklarına tanık oluyoruz.

Milli Eğitim'in öğretmenleriyle belediyelerimizin mekanlarında kurslar açmak yada Milli Eğitim'in Ar-Ge birimlerince organize edilebilecek projeleri gerçekleştirmek yaramıza merhem, derdimize deva olabiliyor mu?

Alkol ve madde kullanımının ilkokul seviyelerine indiği, hepimizin çocuklarının ve ailelerinin sanal dünyanın saldırısının mağduru olduğu, boşanmaların her gün arttığı, kent yapısının mahremiyetinin kalmadığı bir kentte ve ülkede yaşıyoruz.

Yönettiği kentin geleceğini maddi ve manevi yönden planlayabilen, kitleleri şekillendirmeyi hedef alan başkanlar gereklidir. Müslümanların 50 yıllık mücadelelerinin boşa çıkma ihtimali ile karşı karşıya kalınabileceğini ve bunun da vebalinin çok büyük olacağını sayın başkanlarımız herhalde biliyorlardır.

Amaç,medeniyetimizin temel dinamik ve yönlendirmeleriyle yönettiğimiz kentleri inşa etmektir. Çalışmalar bir sonraki seçimde seçilme üzerine değil, hakkın ve adaletin tesisi uğruna yapılmalıdır. Çevresinde oluşan kan denizinde yüzenTürkiye'nin halkına doğrudan hizmet veren belediyelerimiz medeniyet ve sorumluluk kuşağını kuşanarak halkımızın önüne düşmelidir. Selam ve sevgi ile…