Önce şu alıntıyı birlikte okuyalım:
'…Ya bizzat sömürgeciler veya onların yerli işbirlikçileri tarafından İslami olan her şeye hücuma başlandı. Kur'an metninin doğruluğu, Hz. Peygamberin(sav) hak oluşu, Sünnetin sıhhati, Şeriatın mükemmelliği, Müslümanların kültür ve medeniyet alanlarında ulaştıkları seviye dahil, saldırıya uğramayan tek bir şey kalmadı.
Amaç Müslümanın kendine, ümmetine, imanına ve seleflerine olan güvenini sarsmak, İslami şuuru tahriple İslami kişiliğini yok etmek ve böylece direniş için gerekli manevi güçten mahrum bırakarak onu daha fazla köle haline getirmekti.'(Prof. Dr. Faruki,s.27/1982)
Milletimiz her taraftan maddi ve manevi saldırılarla karşı karşıya bulunmaktadır.
Ve milletimiz savunmasız.
Kur'an'ına saldırılıyor: Ses yok.
Sünnetine saldırılıyor: Ses yok.
İmanına saldırılıyor: Ses yok.
Tarihi ve dini şahsiyetlerine saldırılıyor: Ses yok.
Bunlar milletimizin olmazsa olmaz kaleleridir ve ruhlarıdır.
Fırat'ın doğusunda da batısında da, Hakkari'nin dağlarında da savaşan Mehmetçiği besleyen pınar değerinde can damarlardır.
O'na şehitlik payesi verenler de bu değerlerdir.
Bunları kimler yapmaktadır?
Milletin parasını yiyerek milletin gözlerinin içine baka baka küfredenlerdir.
Nerededir Diyanet teşkilatımızın yüz binlerle ifade edilen görevlileri?
Nerededir yüzlerce tarih kürsülerimiz?
Nerededir binlerce ilahiyatçı akademisyenimiz?
Bunlar milletimizi ve değerlerini savunmayacaklar da kimleri savunacaklardır?
Bu saldırıları gören ve duyan hükümet de suskun. İlle de işaret mi bekliyorlar?
Allah aşkına! İlle de işaretse Sayın Devlet Başkanımız versinler işaretlerini…
Cumhuriyet döneminin en geniş din özgürlüğünün yaşanmasına paralel olarak en çok da İslam Dinine saldırıların yoğunlaştığı bir dönem olarak tarihe geçecektir.
Selam ve sevgi ile…