Bu hafta neredeyse her günün bir özelliği var: 3 Aralık, Dünya Özürlüler Günü'ydü. 4 Aralık Dünya Madenciler Günü ve 5 Aralık da hem Kadın Hakları, hem de Dünya Mühendisler Günü'ydü! Ayrıca içinde bulunduğumuz hafta da Mevlana Haftası.
Ha, bu özel günler, verilen mesajlar hayatımızda bir fark yarattı mı? Zor. Bu günleri kutlamış olmak için kutluyoruz çoğunlukla çünkü. Oysa görme özürlüler için kaldırımlarda oluşturulan yönlendirmelerin elektrik direklerine rastladığı, madencilerin çağdışı şartlarda çalıştırıldığı, her gün kadın cinayetlerinin işlendiği, kadın hakları ihlallerinin işlendiği, sadece mühendislerin değil, okumuş hiçbir kesimin kıymetinin bilinmediği bir hayat sürüyoruz. Felsefesinin merkezinde hoşgörü olan Mevlana'nın bugünkü toplum yapımızla ne denli ters düştüğünü tartışmıyorum bile!
Günlere isimler vermekle onların değerini aksine azalttığımızı düşünüyorum bazen. Bazı olguları sadece belirli gün ve haftalarda hatırlamamalı, hayatına katmalı insan. Böylece özürlü park yerine koymaz arabasını, madencileri, hatta tüm işçileri anlamaya çalışır, kadınların hayatını kolaylaştırır, bilime saygı duyar ve başka fikirlere hoşgörülü olmayı düstur edinir insanlar.
* * *
Samsun Sinema Topluluğu olarak 56lar'daki Siyah Beyaz Cafe'de her Çarşamba yaptığımız film gösterimlerinin bu haftaki programı, Mustafa Kemal Aybastı'nın yönettiği, 2011 tarihli Devrimden Sonra. 12 Aralık Çarşamba akşamı, 19.30'da. Filmden sonra söyleşi var.
Yine 8 Aralık Cumartesi akşamı, tarihçi İlknur Ünsal, yine siyahbeyaz Cafe'de, 18.00'da Kültür Sanat Buluşmaları etkinliğimiz için 'İdeolojiler ve Cinsel Politikaları' başlıklı bir sunum yapacak.
Pazar günü de aynı yerde, yedi hafta sürecek olan Sinema Eleştirisi Kursu'muz başlıyor. Amaç, Samsun'a daha çok sinema yazarı kazandırmak.
Bu arada mezunu olduğum Samsun Anadolu Lisesi'nin kuruluş yıldönümü olan 8 Aralık da kutlu olsun!
Sevgiyle, sanatla kalın…