Geçen akşam, iftar sonrası çay içme bahanesiyle bir iki arkadaşımla dışarı çıkmıştım.

Akşamları evden dışarıya çıkmayan birisi için birkaç adım attıktan sonra ismimle seslenilmesi şaşırttı beni. Seslenenler kalbi, gönlü Samsunspor için atan, attığına inandığım abilerimdi.

Yanlarına geçtik, çayları söyledik. Başladık Samsunspor'un geçmişi ve geleceğine yönelik değerlendirmelerimize. Neler yapılabilir, nasıl olursa başarı gelir, nereden başlamalı, nasıl geçmişle yüzleşmeli gibi birçok konu masaya gelip konuğumuz oluyordu.

Yöntemler bilinir olsa da herkesin birlikte üzerinde mutabakata varması yöntemlere ayrı bir mana yüklüyordu. Çünkü birlikte üzerinde uzlaşılıyordu.

Birlikte uzlaşılan çözüm önerilerine karşın, üzerinde uzlaşılamayan ya da kimsenin seslendirmek istemediği ancak içten içe onayladığı olmayan bir 'Samsun Birlikteliği' gerçeği vardı. Israrla konu Samsun Birlikteliğine geldiğinde laf dönüp dolaşıyor ve birden ortadan kayboluyordu.

Oysa kalbi, gönlü Samsunspor için attığına inandığım kişiler, içten içe onaylıyorlardı 'Olmayan Samsun Birlikteliği' konusunu.

Birlikteliğin olmadığı bir kentte sportif hedeflere, ekonomik hedeflere, sosyal hedeflere kısacası tüm hedeflere ulaşılamayacağını biz masadakiler herkesten çok daha iyi biliyorduk.

Konu Samsunspor'dan Samsun'un olmayan birlikteliğine ve bunun şehrin gelişimine etkisine geçti.

Son günlerdeki artan samimiyetsizlik, herkesin birbirinin kusurlarının/ayıplarının peşinde olması, bireysel ikballer uğruna elin tersiyle bir kenara itilen Samsun kazanımları, ortak oluşturulamamış hedefler ve bir türlü sağlanamayan sözüm ona Samsun birlikteliği.

Avusturya'da muhteşem lobisi olan Samsun'un Ankara ve İstanbul'daki etkisizliği, kol kola Ankara ve İstanbul'a karşı yola çıkamayan Samsun için önemli olamayabilir.Ancak dert edindik kendimize.

Daha ne kadar gider bu süreç birliktelik olmadan.

Geçmişteki kazanımları bir bir tüketerek.

Ortak paydası Samsun ve Samsun'un gelişimi olan, kimsenin ön şart ortaya koymadan bir araya geldiği Samsun birlikteliğini oluşturmamız gerekiyor.

Dünyanın en önemli inovasyonunu da yapsak, en yüksek verimliliğini de yakalasak birliktelik olmadan sonuca ulaşabilmek gerçekten zor.

Şahsi, grupsal çıkarların bir kenara bırakılarak sadece Samsun için biraraya gelebilirsek zorların nasıl kolay olduğunu, üzüntülerin sevinçlere döndüğünü görmek mümkün olacaktır.