n

n
n Bilindiği gibi Nuh(as), 950 yılı aşkın bir zaman kavmine tevhit dinini tebliğ etmiştir.
n
n Nuh(as)), Adem(as) den sonra, Ebülbeşer= İnsanların Atası’dır.
n
n Nuh(as) ‘un bir oğlu ve hanımı, kendisine inanmadı.
n
n Adeta onlarla imtihan oldu.
n
n Nuh (as), vefatı yaklaştığı sırada, yerine, büyük oğlu Sâm ı vekil bıraktı.
n
n Yanına toplanan oğulları: Sâm, Ham ve Yâfes ile bunların oğullarına, birtakım tavsiyelerde bulundu.
n
n Yüce Allah’a ibadete devam etmelerini, onlara emretti.
n
n Ayrıca, oğlu Sâm’a:
n
n “Ey oğulcağızım! dedi, kalbinde, zerre ağırlığınca şirk olduğu halde, kabre girme!
n
n Çünki, Allah’ın huzuruna müşrik olarak gelen kimse için, bir delil yoktur.
n
n Ey oğulcağızım! Kalbinde zerre ağırlığınca, kibir bulunduğu halde, kabre girme!
n
n Çünki, kibriya, Yüce Allah’ın ridasıdır.
n
n Ridası hakkında çekişen kimseye, Allah, gazab eder.
n
n Ey oğulcağızım! Kalbinde, zerre ağırlığınca, Rahmetten ümit kesmiş olarak kabre girme!
n
n Çünki, dalalete düşmüş kimseden başkası, Allah’ın rahmetinden ümit kesmez.
n
n Ben, sana vasiyetimi söylüyorum:
n
n Sana, iki şeyi emr, ve seni, iki şeyden de, nehy ediyorum(yasaklıyorum).
n
n Sana (La ilahe illallah) Kelime-i Tevhid’ini, emrediyorum.
n
n Çünki, yedi kat göklerle yedi kat yerler, bir terazi kefesine ve La ilahe illallah kelimesi de, diğer bir kefeye konulsa, bu, onlardan ağır gelir.
n
n Eğer, yedi kat göklerle yedi kat yerler, uçsuz bucaksız bir çenber olsalar, La ilahe illallah ve Subhanallahi ve bihamdihi kelimeleri, onları kırar.
n
n Çünki, bunlar, her şeyin duasıdır ve halk, bunlarla rızıklanır.
n
n Seni, şirkten ve kibirden nehy ediyorum.
n
n Gücün yeterse, kalbinde, şirkten ve kibirden hiçbir şey bulundurmamaya çalış!” şeklinde vasiyet etmiştir.
n
n Ya biz?
n
n Selam ve dua ile…
n