Türk Hava Kurumu Başkanı Ata Kıral,
soyadı gibi kral adamdır...
Yıllardır başkanlığını yaptığı
THKya bir ömür vermiştir neredeyse...
Mücadele adamıdır da üstelik...
Arkasında kim olursa olsun,
kaçak kurban derisi
toplayanlara her platformda
karşı durmuştur...
Hiçbir zaman da yılmamıştır...
Bu Kurban Bayramında da
kaçakla çok uğraşmıştır...
Hatta, Vali Yardımcısı Mustafa İngenç ile birlikte
ortak açıklamalar yapıp, köy muhtarlıklarına
yazılar gönderilmesini sağlamıştır...
Bayram bitip, Alındı belgelerini incelediğinde
birçok köyden kurban derisi verilmediğini görmüştür...
Doğru bildiğini, evelemeden gevelemeden,
eğip bükmeden söyleyen Ata Kıralı kim tutabilir?..
Bam teline basılmıştır bir kere...
Ata Kıral; THK, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Diyanet Vakfı adına kurban derisi almak için kilometrelerce yol giden ekipleri, Şu anda derimiz yok deyip geri gönderen muhtarlara veryansın eden bir mektup yazmaya karar vermiştir...
Mektupta, araçların boş gelmesi nedeniyle
devletin parasının boşa harcanmasına isyan eder...
Atatürkten söz eder ve ekler:
Siz, ya tarih okumadınız ya da öğretmenleriniz size Atatürkü öğretmeye fırsat bulamadılar. Ama bir gerçek var ki, siz Atatürkün oturduğu koltukta oturmaya layık değilsiniz. Sizler, kabile reisi bile olamazsınız.
Ata Kıral, dün gazetecilere yaptığı açıklamada,
kurban derisi verdirmeyip, araçları geri gönderen köylerin isimlerini açıklamamıştır...
Bunu da o köy vatandaşlarının
üzülmemesi için yapmıştır...
Sonra da, Köylerinizin ismini yazmadım, ismi olmayan köy sizsiniz. Bari yüzünüz kızarsın diye de Karadeniz fıkrasına benzer bir not düşmüştür...
Bu, bir hayli sinirlendiğini gösteren satırlardır...
Muhtar, köyde devleti temsil eder...
Devleti temsil eden insan, devletin
talebine karşı çıkar mı?..
Valilik, her halde gereğini yapacaktır...
Söz konusu muhtarlar, kişisel kazançlar elde etmek uğruna
böyle bir davranış sergilemişlerse hesabını vereceklerdir...
Muhtar muhtar da,
o kadar da değil yani...