Obezite bilindiği gibi son yıllarda oldukça sık rastlanan ve ciddi sağlık problemlerine yol açan bir hastalıktır. Kilo, birçok toplumda olduğu gibi bizim toplumumuz için de sorun haline gelmektedir. Kilonun sorun haline gelmesinin nedenlerinden bir tanesi ise toplumda zayıflığa verilen değerin gitgide artmasıdır. İnsanların güzellik algılarının aşırı ince olma algısından doğması nedeni ile kilolu insanlar toplum içeresinde önyargıya maruz kalabilmektedirler. Genel hatlarıyla obeziteye bakacak olursak, genetik ve fizyolojik boyutu olduğu gibi kişinin yaşam stili, psikolojik boyutu da hastalığın tetiklenmesi açısından büyük önem taşır. Unutmamak gerekir ki, kişinin kilosu psikolojisini etkileyeceği gibi psikolojik açıdan yaşadığı durumlarda kilosunu etkileyebilir. Psikolojik boyutunda kişinin yaşadığı stres, mutsuzluk, değersizlik hissi, öfke, kaygı ve depresyon obeziteyi tetikleyici faktörlerdendir. Obezitenin psikolojik boyutunda en sık karşılaşılan sorun duygusal yeme ve gece yeme sendromlarıdır.
Duygusal yeme sendromunda kişi sadece karnını doyurmak amacı ile yemek yemez. Kişi yaşadığı olumsuz duygulardan kaçış amacı ile yemek yemeyi kullanır. Bu durum başta atıştırma olarak başlayıp sıklık durumuna göre artış gösterir. Kişiye geçici de olsa rahatlık hissi verir. Duygusal yeme sendromunda özellikle ilk başvurulan yiyecekler fast food yiyeceklerdir. Gece Yeme sendromu ise kişinin özellikle akşam saatlerinde başlayarak daha çok karbonhidrat ağırlıklı besinler yemesidir. Bu noktada kişi bazen uykusundan kalkarak yemek yiyebilir. Gece aşırı yeme isteğinin doyurulması kişinin kilo alımı açısından önemli bir tetikleyicidir.
Depresyon ve kaygı bozuklukları gibi psikolojik sorunlar yaşayan kişiler yaşadıkları duygdudurum değişikliklerinden kaynaklı olarak duygusal yeme atakları yaşayabilirler. Bu sebeple, depresyon ve kaygı bozukluğu gibi psikolojik sorunların olması kişi için hazırlanan diyet programına da uymasını engelleyecektir. Bu noktada alınacak olan psikolojik destek kişinin hayata olan bakış açısını değiştirmesinde ve planlanan zayıflama programına uymasında yardımcı olacaktır.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi kilolu insanlar karşılaşacakları önyargı veya çevreden gelen eleştirilerden kaynaklı olarak kendilerini toplumdan soyutlayabilirler. Bu durum özgüvenlerini de olumsuz açıdan etkileyecektir. Yaşayacakları duygusal ilişkilerde çekimser kalarak sosyal ilişkilerinde de sorun yaşayabilir ve başarısızlık duygusunu da tetikleyerek yeme ihtiyacını daha çok arttırabilirler. Çünkü aşırı kilodan kaynaklı olarak suçluluk duyabilir ve yemeği bir kaçış olarak kullanmaya devam edebilirler. Tüm bunlar zamanla kısır bir döngü halini alabilir. Bu noktada, kişinin kendi bedeni hakkında olumlu algı geliştirmesi ve özgüvenini arttırması açısından alacağı psikolojik destek çok önemlidir. Hepimize sağlıklı günler dilerim…