Milli Eğitim Şurası’nda alınan kararlardan biri de çocuklarımıza Osmanlı Türkçesini öğretme ile ilgilidir.
Bu kararın üzerinden hareket eden bazı aydınlarımız ve politikacılarımız, hükümete ve milletimizin kutsal değerlerine saldırmaktadırlar.
Osmanlı Türkçesi demek, bin yıllık medeniyetimizi inşa ettiğimiz alfabemiz demektir. Bin yılı aşkın bu alfabeyle yazdık, bu alfabe ile düşündük ve bu alfabeyle tarihi mirasımızı gelecek nesillerimize emanet ettik.
“Arap alfabesi” derken aslında “Kur’an dili alfabesi” diyoruz.
Uğrunda kanımızı akıttığımız, canımızı verdiğimiz ve vermeye hazır olduğumuz Kur’an alfabesine hakaret ederken aslında Kur’an’a, tarihi mirasımıza ve bir buçuk milyar Müslümana hakaret ediyoruz. Ve de farkında değiliz.
Günümüzde kullanmakta olduğumuz Latince alfabeye karşı değiliz. Bu alfabe zaten Osmanlı döneminde de kullanılmaktaydı. Bu alfabenin kökeni Fenikelilere dayanır. Alfabeler dillerin yazıya dökülmüş işaretleridir. Bütün dillere saygı duyduğumuz gibi alfabelerine de saygı duyarız.
Dünyada milletimiz gibi dedesinin mezar taşını, şiirini, mektuplarını ve en az bin yıl boyunca yazılmış tarihini okuyamayan başka bir millet var mıdır?
Sadece olsa olsa Ortaasya’da Sovyetler Birliği’nin yönettiği Türk topluluklarında vardır. Bunun da nedeni buralardaki insanları asimile etmek için Sovyetler Birliği’nin alfabelerini değiştirmiş olmalarındandır.
Cumhuriyet döneminde dilimizi sadeleştirme adına Kur’an kökenli kelimeler çıkarılmış, yerine öz Türkçe adı altında Latince, Fransızca, Ermenice ve İngilizce kelimeler yerleştirilmiştir. Bu bir dil soykırımı idi. Aynı durum Osmanlı Türkçesini bilemediğimiz için de bir tarih soykırımını yaşadık ve yaşıyoruz.
Liselerimizde ve üniversitelerimizde Alman, İngiliz, Fransız, Çin, Kore vb. gibi dilleri alfabeleriyle öğretiyoruz da neden ecdadımızın dilini ve alfabesini öğretmeyelim. Aslında üniversitelerimizin bazı fakültelerinde bunun öğrenimi yapılmaktadır. Herhangi bir sorun şimdiye kadar yaşanmamıştır. Bazı fakültelerimizde öğretilenlerin liselerimizde öğretilmesinin fayda getireceğine inanıyoruz. Bilgiden korkmayalım. Tarihimiz ve kültürümüzle çocuklarımızı yüzleştirmekten kaçınmayalım. Ecdadının alfabesinden, dilinden, kültüründen ve medeniyetinden korkan ve hatta bunlara saldıran dünyada bir başka örnek yoktur.
Selam ve sevgi ile…