n
n n Geçen gün iş çıkışı eve giderken bir sinir küpünün yaşlı annesine sokak ortasında avaz avaz bağırdığına şahit oldum. Yaşlı kadıncağız, insanların bakışından utanmış olmalıydı ki hiç sesi bile çıkmıyordu. Durdum ve düşündüm ne yapmam gerekiyor... Eğer oradan uzaklaşsam aklım o teyzede kalacak ya da yanına gidip haddini bildirecektim. Dayanamadım psikopat olsa olsa bana hırlar dedim.
n n
n n Utanmıyor musun? dedim.
n n O da Sana ne diye karşılık verdi..
n n Bu kişi anneyse karışırım dedim.
n n Büyük bir hışımla uzaklaştı yanımızdan. Ben böyle hırlayanların aslında ısırmak için değil korktukları için hırladıklarını biliyorum. Teyzeyi gideceği yere kadar götürürken hayat hikayesini anlatırken boşa geçen zamanlarına isyan etti.
n n Bir gün yüzü göremeden geldi geçti ömrüm dedi.
n n Aslında çoğu insanın düşüncesiydi bu.
n n Hiç kimseye trip atılmaz onlara atıldığı kadar. Sevgiliye sarıldığı gibi sarılınmaz onlara. Daha çok öfkeyi kusarsın. Bu dünyada seni anlayan biri yok diye hayıflanırsın. Dışarıda arkadaşlarla vakit geçirirken ona ayıracağın zamanın vakit kaybından başka bir olmadığını düşünürsün. Evden çıktığında bir daha girmek gibi çabanın olmadığını görürsün. Öff dersin, pöf dersin. Konuştuğunda söyledikleri boş lakırdıdan başka bir şey değildir. Bir kulaktan girip diğerinden çıkarken; zaten çoktan unutmuşsundur nasihatlerini.
n n
n n Ne zaman onu kaybedersin, seni koruyan çatının annen olduğunu anlarsın ve her şey için çok geçtir. Onunla bir saatin kalmamıştır. Onlar istediğiniz ya da hayal ettiğiniz gibi olmayabilir ama bir annenin yüreği tüm yüreklerin en güven dolu ve sıcak yeridir.
n n Diyorum ki! İnsanı çıkarsız sevecek tek varlık annedir.
n n
n n Bu hikayede anlatıldığı gibi sizlere kıssandan hisse, anlayana sivri sinek saz, anlamayana duvul zurna bile az.
n n
n n Kapıyı sinirle açtı. Sertçe kapattı. Okul çantasını ayakkabılığa doğru fırlattı. Ayakkabılar yere düştü. Boş ver, diye düşündü, nasıl olsa annem toplar. Odasına gitti. Sabah okula giderken, dağınık bıraktığı odasını, tertemiz ve toparlanmış olarak buldu. Keyfi yerine gelmişti. Annesinin mutfaktan sesi geliyordu. Yanına gitti.
n n
n n Annesi, çocuğunun gelip sarılmasını bekledi. Tüm gün onun okuldan gelmesini bekliyordu. Oysa çocuk,
n n Anne karnım çok aç, yemek yiyip hemen dışarı çıkacağım dedi.
n n Annesi Oğlum daha yeni geldin, yemeğini ye, ödevlerini yap, biraz dinlen, ondan sonra çıkarsın dedi.
n n Çocuk annesinin söylediklerini duymazdan gelerek ayak üstü bir şeyler atıştırdı.
n n Annesi Dur oğlum, yemek hazırlayayım bari demeye kalmadan çocuk koşarak odasına gitti.
n n Formalarını aramaya koyuldu. Keyifliydi. Kafasında atacağı gollerin hesabını yapıyordu. Ama formalarını bir türlü bulamıyordu. Çekmecelerde yoktu. Dolabına baktı. Orada da yoktu. Peki neredeydi bu formalar ? Zaten eskimişti.
n n Sinirlenmeye başlamıştı. Koşarak odasından çıktı, mutfağa gidecekken annesini ayakkabıları düzeltirken gördü. Sinirle, Anne benim formalarım nerede diye çıkıştı, Niye ben aradığımı bulamıyorum. Kaç kere dedim benim eşyalarımı kurcalama diye
n n
n n Oysa, biraz önce odasına ilk girdiğinde, etrafın toparlanmış olduğunu görünce nasıl sevinmişti. Bu düşünceyi hemen aklından uzaklaştırdı.
n n
n n Oğlum çok dağınıktı odan dedi annesi.
n n Nerede benim formalarım diye çıkıştı çocuk yine.
n n Annesi Yıkadım deyince Of anne of diye kükredi çocuk.
n n Bana sormadan niye yıkıyorsun ki? Of anne of ya diye söylenerek odasın gitti.
n n Annesinin Ne bileyim oğlum bugün top oynayacağını dediğini duymadı.
n n
n n Çocuk sinirden yerdeki topa bütün gücüyle vurdu,sandalye yere düştü. Annesi, kapıyı açıp odaya girerken, Oğlum dedi, Ben sana yeni… cümlesini tamamlamadan çocuk annesini yüzüne kapıyı kapatıp, kilitledi yatağına girdi. Ağlıyordu. Arkadaşlarım şimdi ne güzel top oynayacak diye düşündü. Annesine kızıyordu, üstünü örttü. Gözlerini tavana dikti, uyukluyordu.
n n
n n Tüm gün okulda koşuşturmaktan yorgun düşmüştü narin bedeni. Gözlerini kapadı. Farkında olmadan rüyalar alemine yolculuk etmeye başladı.
n n
n n Beyaz bir bulutun üzerinde oturmuş, diğer bulutların arasında yolculuk ediyordu. Yeryüzündeki insanlar karınca gibi görünüyordu. Gülerek şarkı mırıldanıyordu. Hava açıktı ama tam karşıdan büyük kapkara bir bulutun geldiğini gördü.
n n
n n Korkmaya başladı. Siyah bulut yaklaştıkça, ortasından etrafa ışıklar yayılıyordu. Çocuk, ne yapsam diye düşünürken; gördüğü şeyin ışık değil bir kelime olduğunu fark etti.
n n
n n ONLARA sözcüğünü okudu. Artık hem korkuyor hem de bu üzerine doğru yaklaşan bulutun üzerinde ne yazdığını merak ediyordu. SAKIN sözcüğünü gördü. Artık siyah bulut iyice yaklaşmıştı, neredeyse üzerinde oturduğu buluta çarpacaktı. OF BİLE DEME cümlesini okudu. ONLARA SAKIN ÖF BİLE DEME.
n n
n n Siyah bulut büyük bir gürültüyle çocuğun yanından geçip gitti. Ter içinde uyandı. Saate baktı, yaklaşık iki saat uyumuştu, oysa her şey bir kaç saniye sürmüş gibiydi. Alnında biriken terleri sildi.
n n
n n Geçen gün babasının kendisine anlattığı hikayeyi hatırladı. Koşarak odasından çıktı. Hiçbir şey söylemeden oturma odasındaki annesine koştu. Boynuna sarıldı.
n n
n n Özür dilerim anneciğim dedi.
n n
n n Öptü. Çocuğun kokusunu duyumsamak ne güzeldi anne için. Annesi yastığın altından bir takım forma çıkardı.
n n
n n Bak dedi, Bunlar senin, bugün aldım, sana verecektim ama. . .
n n
n n Çocuk yeniden annesine sarıldı. Ağlıyordu ...
n