Samsunda kurulma aşamasından bugüne kadar
mobil santraldeki gelişmeleri
yakından izleyen bir gazeteci olarak,
son gelişmeler karşısında
şaştım kaldım...
Bugüne kadar çok palavra dinledik
santral konusunda...
Kim ne dediyse, saflıkla inandık...
Dönemin Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz,
Fuel-oil değil, doğalgazla çalışacak dedi, sevindik...
Peşinden Çevre Bakanı Fevzi Aytekin Samsuna geldi, 6 nolu fuel-oilin yasaklanacağını açıkladı, mutlu olduk...
Derken, 3 Kasım 2002 seçimleri öncesinde,
Tekkeköy meydanında AK Parti milletvekili adaylarının
Çalıştırılmayacak sözlerini duyduk, umutlandık...
AK Parti Milletvekili Cemal Yılmaz Demirin
başkanlığında kurulan TBMM Mobil Santral Araştırma Komisyonundan çıkan raporla,
yolsuzlukların üzerine gidilecek diye cesaretlendik...
Samsun Barosunun başvurusu üzerine, Danıştayın
yürütmeyi durdurma kararı vermesi karşısında,
hukukun üstünlüğüyle moral bulduk...
Sonra... Sonra koca bir hiç!..
Mobil santralin kurulmasına
bizler niye tepki göstermiştik?..
Niye yürüyüşler, mitingler düzenlemiştik?..
Bilim adamları, bu santrallerin
çevreye ve insan sağlığına vereceği zararı
bangır bangır bağırdılar diye...
Yetmedi, OMÜ bir de rapor hazırladı...
Kimlerdi bu açıklamaları yapanlar,
kimlerdi bu raporları hazırlayanlar?...
Elbette, bilim adamları ile bu alandaki uzmanlar...
Peki, bu ÇED raporunu mobil santrallere verenler kimler?..
Onlar da bilim adamı ve uzmanlar...
Onaylayan da devletin ilgili birimleri...
Madem bu santraller zararsızdı,
neden 5 yıl çalıştırılmadı da devlet ayda 2.5 milyon dolar tazminat ödedi?..
Şirket işlerine aklım ermediği için
işin içinden çıkamıyorum...
Şaşırıp kalmam, işte bu yüzden...