n
n n Gazeteci kardeşimiz Yener Cabbar ın
n n yaşadığı evlat acısına tanık olduktan sonra;
n n bilgisayarın başına oturup da ne yazabilirim?..
n n Kafam allak bullak!..
n n Karadeniz Mahallesi Doğan Sokak ta
n n oturduğum yıllarda, dedesini ziyarete geldiği zamanlardan
n n hatırlarım İlker i...
n n Halk Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği
n n yaptığım yıllarda yerimiz Anakent İş Merkezi ndeydi...
n n İlker ve birkaç arkadaşının;
n n işyerleri kapandıktan sonra ikinci kattaki boş alanda
n n eski bir teypten çıkan yabancı parçaların ritmiyle atletik hareketler
n n yaparak dans ettiği zamanları bilirim...
n n Hala adını bilemediğim o dansı,zevkle izlerdim...
n n Yener Cabbar ın diğer çocukları gibi
n n hep saygılıydı...
n n Uzun yıllar görmemiştim...
n n Vefat ettiği gün haber merkezine
n n ulaşan fotoğrafı gördüğümde
n n güçlükle tanıyabildim...
n n Ne çabuk da geçmiş yıllar...
n n Dün cenaze törenine cenaze namazı vakti gelen
n n Emniyet Müdürü İsmail Türkmenli ye saftaki
n n yerimi verip, arkaya geçerken;
n n Alper Cabbar ile bir gazeteci kardeşimin
n n ısrarlı işaretini gördüm...
n n Yanlarına gelmemi istiyorlardı...
n n Gazeteci kardeşimiz fotoğraf çekmek için
n n karşıya geçti, biz de safa...
n n Alper in saygısı; küçüğün büyüğü
n n büyüğün küçüğü bilmez hale geldiği
n n bizim meslekte bir umuttu...
n n İçimden kutladım Yener Cabbar ı...
n n Elbette, yüreğine ateş düştüğü
n n anda onu yalnız bırakmayan
n n gazeteci arkadaşlarını ve dostlarını da...
n n Acıların en büyüğüdür derler, evlat acısını...
n n O an, sözün bittiği andır...
n n İnançlı insanlar için diyecek hiçbir şey yok!..
n n Allah ın rahmetini ve metanetini esirgemeyeceğine
n n inanıyor; Yener Cabbar a ve tüm aile
n n bireylerine başsağlığı diliyorum...
n