Dünya tarihine baktığımızda tüm karmaşa, kargaşa ve savaşların en belirgin iki sebebi son tahlilde ortaya çıkıyor: Ticaret ve Din!

Dünya üzerinde büyüklü küçüklü beş binden fazla din ve dini akım, mezhep ve inanış var. Kişi olarak bir tanesine inanıyorsunuz çünkü aileniz, çevreniz ve atalarınızdan devraldığınız bir gelenek var. Beş bin olduğu varsayıldığında siz birine inanıyorsunuz ama geri kalan 4999 inancın doğru olmadığını kabul ediyorsunuz. Bu anlayış beş bini için de geçerlidir. Dünya var olduğundan beri içinden çıkılamamış bir durum ve daha uzun süre de böyle gideceğe benziyor.

Gelelim esas önemli olan Ticarete! Savaşlar büyük masraf getiren ve en fazla para harcanan olay. Toplumlar yıllarca çabalayarak meydana getirdiklerini bir çırpıda kaybediyorlar. Önümüzde iki örnek: Irak ve Suriye! Sözde demokrasi getirecek olan ABD Irak'a milyonlarca ölüm ve yerle bir edilmiş şehirlerden, kaos ve kargaşadan başka ne getirdi? Bir de Irak'ın bütün petrolü emperyalistlerin petrol şirketlerine geçti. Sömürü tam gaz devam! Yıkılan şehirleri tekrar eski haline getirmek ve huzura kavuşturmak için acaba kaç on yıllar gerekli? Aynı senaryo Suriye için de geçerli.

Avrupa Birliği ile flörte başladığımız 1950'li yıllardan beri bize önerilen ve uygulatılan liberal söylemler ve ısrarlar karşısında sonunda birçok üründe gümrüklerimizi açtık ve gümrük vergilerimizi neredeyse en aşağıya çektik. Bize bunu teklif eden ve hükümetlerimizi zorlayan ABD iş kendi çıkarına geldiğinde ise tam tersini yapıyor.

Milliyet Gazetesinin haberine göre, 'ABD yönetiminin, "ulusal güvenlik" gerekçesiyle çelik ithalatına yüzde 24 vergi getirmeyi planladığı bildirildi.

Financial Times'ın haberine göre, ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross, yapılan soruşturmalar neticesinde, son dönemde ABD'ye çelik ve alüminyum ithalatının ulusal güvenliği tehdit ettiği sonucuna ulaşıldığını söyledi. Ross, Başkan Donald Trump'ın çelik ithalatına en az yüzde 24, alüminyum ithalatına da yüzde 7,7 vergi getirmeyi planladığını belirtti.

Trump, Kongre üyeleriyle yaptığı görüşmede, "Gümrük vergileri ve kotalardan bahsediyoruz. Bunlar uygulayabileceğimiz seçeneklerin bir kısmı. Eğer çelikte damping yaparlarsa gümrük vergisi öderler. Bu, ABD'nin çok para kazanacağı anlamına gelir" demişti.

ABD'nin Çin ürünlerine yeni gümrük vergisi ve kota getirme gibi ek önlemleri de değerlendirdiği kaydedildi.

Bu açıklama sonrasında Wall Street'te ABD'li çelik ve alüminyum üreticilerinin hisseleri hızlı yükseliş gösterdi.

LİSTEDE TÜRKİYE DE VAR
Reuters'ın daha önce geçtiği haberde, ABD'nin gümrük vergisi uygulamak istediği ülkeler arasında, Çin'in yanı sıra Türkiye, Mısır, Hindistan, Rusya, Güney Afrika ve Brezilya'nın da bulunduğu bildirilmişti.

Türkiye geçen yıl 11 milyar dolarlık toplam çelik ihracatının 1,12 milyar dolarını ABD'ye yapmıştı.

Öte yandan ABD'nin özellikle Çin'i hedef alan ticari adımlarının AB'de de tepki yaratması bekleniyor. AB yetkilileri, bir süre önce ABD'nin ithalata ek vergi getirme ihtimaline yanıt olarak bazı seçenekleri gözden geçirdiklerini duyurmuştu.'

Bütün bu yapılan uygulamaların tek bir sebebi var. Holywood söylemiyle üstün Amerikan çıkarları! Peki arkadaş ne zaman biz üstün Türkiye Cumhuriyeti çıkarları deyip kendimizi koruyacağız? Ya da neden biz ülkemizin çıkarlarını hiç ön plana alıp seslendirmiyoruz?

GDO'lu mısırlardan üretilen şeker şurubunun önü açılsın diye kendi şeker fabrikalarımızı kapatıyoruz! Şeker pancarı ekim alanlarını daraltıyoruz! Çiftçimizi, hayvancılığımızı hiç gözetmiyoruz ama sonra ne kadar milliyetçi olduğumuzdan, ülkemizi ne kadar çok sevdiğimizden çok kolay bahsediyoruz!

Kendimizi kandırıyoruz ve işin kötüsü hepimiz bu durumu biliyoruz. Gelecek nesillere ihanet ediyoruz. Onlara en başta tembelliğimiz, kolaya kaçan yaklaşımlarımız, çalışmadan para kazanacak kurnaz yollar aramanın ulvî bir durum olduğunu yaptığımız yanlışlarla sanki gösteriyoruz.

Ama elin oğlu bireysel değil ve tüm ülkesinin menfaatini kendi menfaati gibi gördüğünü açıkça gösteriyor. Trump cümlesinin sonunda ne diyor: 'Bu, ABD'nin çok para kazanacağı anlamına gelir'

İşte biz şu cümleyi bir türlü söyleyemiyoruz. Türkiye kazanırsa hepimiz kazanırız!