n

n
n Bonnie Bee Diyor ki;
n
n
n
n Ben ölmedim, beni öldüremediler de…
n
n Yaşıyorum, yaşıyorum işte!..
n
n Tek suçumuz hür insanlar gibi konuşmak,
n
n Kitaplar suç ortağım..
n
n Kapandı yüzümüze dergi kapakları,
n
n Ara ki, bulasın sayfalarda Şair Rıfat Ilgaz’ı…
n
n Düştükse itibardan, yaşıyoruz, yaşıyoruz işte!..
n
n Ben mizah yazarıyım, ünlü Hababam Sınıfı’nın yazarıyım.
n
n
n
n
n
n
n
n Çok sıkılıyorum dostlar.
n
n Halbuki ben kolay kolay sıkılmam.
n
n Hatta beni kimse kolay kolay da öyle sıkamaz, çünkü ben ‘düşün’ insanıyım.
n
n İnsanoğlunun ‘abukluk’ mesaisi ne zaman bitmiş ki?
n
n Ama sabırlı olacaksın, sabır Farisicenin bana bıraktığı en büyük miras ‘SABIR’dır.
n
n Ben buna daima sahip çıkmışımdır.
n
n Sadi gibi, ‘Yarının kötülüğünden korkmak istemiyorsan bugünün kötülüğünden korkmak’ gerektiğine.
n
n
n
n Xxxxx
n
n
n
n Gelelim şimdi niye sıkıldığıma.
n
n Yok yok, önceki paragraftaki bahis edilen külliyen bedbahtlıklar ya da toparlak ifadeyle ‘can sıkmalar’ bunlar yazmaya bile değecek vukular değil çünkü bunları yaşaya yaşaya sindire sindire zaten pişireceksin.
n
n Ama konu gelip de memleket yani doğduğun büyüdüğün şehir olunca bambaşka bir tatsızlık yaşatıyor.
n
n Kim Samsunlu olduğumu duysa ‘olamaz, Samsunlular nankördür’ diyor.
n
n Allah Allah, böyle miyiz, böyle miydik, peki neden?
n
n Yoksa gerçekten tam bir küçük İstanbul mu olmuştuk?
n
n Yıllarca yazıp çizdim, Karadeniz insanının doğasının zarafetinden, Samsunluların sorumluluk sahibi olduğundan v.s.
n
n Yoksa bu benim düşüm müydü?
n
n Bakıyorum, bir değil beş değil hemen hemen 6 bölge aynı kanıda.
n
n Arada ‘benim Samsunlu bir arkadaşım var, senden iyi olmasın’ diyen de çıkmıyor değil ama toplum arasındaki bu genel kanı gerçekten utanç vericidir.
n
n
n
n Xxxxx
n
n
n
n Bu konuya ileride bilhassa örnekleriyle değineceğiz.
n
n Şu anda harika bir türkü dinliyorum, tadımızı daha fazla bozmadan soruyoruz: Saçlarından bir tel aldım, haberiiiin var mıııııı, yar?
n
n Bu şarkıyı bir 10 yıl önce bilseydim, şu an hem çalıyor hem de söylüyor oluyordum.
n
n Gers çifti nihayet Samsun semalarında.
n
n Onlara da bir hoşgeldin, diyerek farklı bir mevzuyla sohbetimize bu hafta ara verelim.
n
n
n
n Xxxxx
n
n
n
n Rıfat Ilgaz’ı, Türk mizah sanatının büyük eserlerinden Hababam Sınıfı nın yazarı olarak tanırız, tanırız da çilekeşliğini, şairliğini, daha doğrusu zerüzeber bir yaşamın sancılarını pek bilmeyiz.
n
n Kurşun kalemler tanığımdır diyerek sosyal çizgisini hiçbir zaman bozmayan yazarın yaşamı, harflerin harflere, kelimelerin kelimelere bilenerek, cümle cümle, satır satır yaşanmış 96 yıllık bir serüvendir.
n
n Yüz binlerce kitabını satın almışız, kitaplarından uyarlanan filmlerini kapalı gişe izlemişiz.
n
n Yazdığı kitaplarla, özellikle Hababam Sınıfı ile yayıncılar, filmciler, videocular, hanlar apartmanlar dikmişler, kendisine de uzaktan bakmak düşmüş.
n
n Tabiri caizse tapuya kayıtlı bir dikili ağacı bile olmamış.
n
n ‘ Kırk kuşağı’nın en önemli şairlerinden edebiyat dünyasının kalem üstadını, ‘Koca Çınar’ını, böyle sıcak bir yaz ayında (15 yıl önce) kaybetmiştik.
n
n Sizleri ‘Yeniden dünyaya gelsem, şu ana kadar ne yaptıysam aynı şeyleri yine yapardım. Yine şiirler, öyküler, romanlar yazar yanlışlıklara karşı dururdum. diyen üstadın güzel bir şiiriyle baş başa bırakıyorum.
n
n
n
n Arada bir düşündüğüm oluyor:
n
n Var mıyım, yok muyum ben de,
n
n Bu yeryüzünde?
n
n Nasıl mı yaşıyorum?
n
n Bu da mı sorun!
n
n Yaşıyorum ya siz ona bakın!
n
n Gençken bir şiirimde,
n
n İş doğmakta değil! demiştim,
n
n Gelmişken yaşamakta!
n

n

n