Öyle bir haftaya başladık ki...
Acı gerçekler bir kez daha önümüzde.
Cumhuriyet tarihinin belki de en büyük felaketi...
Dakikalar ve saatler içinde yapılan müdahaleler.
Mevcut koşullar inanılmaz kötü.
Sarsıntılar mevsimin zorlu yüzünü göstermesini beklemiş sanki.
Velhasıl ülke olarak büyük bir badiredeyiz.
Her şeye rağmen;
Elini bölgeye uzatmak için feryat edenler...
Kardeşlerini bağrına basabilmek için seslenenler...
Millet olarak ayaktayız.
Yara inanılmaz büyük...
Depremin şiddeti; resmi rakam 7,7.
Neredeyse ülkenin bütününde hissedildi.
Amansız koşullara rağmen kollar sıvandı.
Sabahın erken saatleri eller uzandı bölgeye.
Zamanla yarışılırken büyük organizasyona ihtiyaç var.
Hem de iyi bir organizasyona.
Devlet bölgede; görevliler geçti/geçiyor.
Her an her dakika enkaz altından müjdeli haberler peşineyiz.
Yaşananlar ekranlarda görüldüğü gibi değil.
Depremzedeler korunaklı hale getirilmeye çalışılıyor.
85 milyon tek yürek;
Artvin'den Edirne'den konvoylar yollarda.
Sıradan dernekler yığınlarca battaniyeyi yirmi dört saatte topladı.
Yardıma koşmak isteyenler durdukları yerde izdiham oluşturdu.
Dayalı döşeli evini depremzedeye açıp yıl boyu karnını doyurmak isteyenler sosyal medyaya duyurularını yapıyor.
Kan toplama kampanyalarında kuyruklar var.
Bu millet öyle sıradan değil.
Tek amaç bölgedeki kardeşlere el uzatabilmek.
Hummalı çalışmanın farklı çabaları diğer illerimizde.
Refleks hızlı gösterilirken yara öylesine büyük ki.
Havaalanlarına inişin yapılamadığı...
Otobanların tahribat gördüğü bir afet.
Yasımız var, bayrağımız yarıda.
Yaramız Büyük Olsa da.
Yediğimizi, içtiğimizi, yatağımızı, yorganımızı...
Evimizi, bağımızı, giydiğimizi...
Velhasıl içtiğimiz suyu paylaşarak...
Allah'ın izniyle bu yarayı da.
Saracağız inşallah.