Bu ülkede; plansız, kafasına göre veya bir '' ağır kişinin'' talebi doğrultusunda istediği yere yatırım adı altında bir tesis, bina yapılmasına karşı çıkmak '' yatırımı engellemek '' suçlamasına sebebiyet verir.
Örnekleriyle sayın okuyucuya hatırlatayım…
Fenerde ki otel şimdikinden bir misli daha yüksek yapılması planına karşı çıkılınca, anı yer için Kıyı Kanunu Mevzuatına aykırı proje yapılınca itiraz edilince. Samsun'da taraftar bir yerel gazete '' Trabzon'un Bayındırlık Bakanı yaptı ( Trabzon stadyumu kastedilmişti) ,Bizim Bayındırlık bakanımız neden ilgilenmiyor, anlamında bir başlığı hatırlıyorum.
Bir gün bir numara bu durumu havadan görer ve '' burada da mı dikine yapı '' anlamında uyardığını hatırlarım.
Sonuç olarak bu otelin yerine ve projesine, aşırı kullanım adaletsizliğine, kent silueti bozuculuğuna, Kıyı Kanunu mevzuatına aykırılığa karşı açılan davalar temyiz aşaması öncesi safhalarda davacılar yargı tarafından haklı bulunur. Ama otel kullanılıyor. Dava kesinleşince hukukun üstünlüğü olan ülkelerde olsaydı otelin kapısına mühür vurulurdu. Bizde ne olacağını kestiremiyorum.
Halbuki ki sadece vaziyet planında olabilecek başka bir öneri hem işletme maliyetini azaltacaktı ve hem de siluet sıkıntısı doğurmayacaktı. Hem de kanunu yapanların yaptığı kanuna karşı olunmak suretiyle, oteli yaptıran gücü koruyan kamu gücü zor durumda kalmayacaktı.
Örnek iki: Belediye Evleri katlı yolu hatalı bulundu ama başkan ve valinin açılış töreni yapıldı. Sonuç olarak olması gereken Doğu Çevre Yolu bir başka bahara kaldı.
Örnek Üç: Kurupelitten –Kuş Cennetine sahil yolu, yapma başkan, etme başkan, olmaz, denildi. Ben yaparım güç gösterisi hissettirildi. Sahil bandı, kumsallar darmadağın edildi. Üç yazdır yarış parkuru oldu. Bu sene de bir gencimizin kaybedilmesine neden oldu.
Karar mahkemeden geldi. Sahile yol yapılamaz. Hani itiraz edenler bu yatırımı da engellemişti. İdari yargı da engelleyen ortak oldu, öyle mi?
Yazıyı uzatmadan meramımı anlattığımı zannederim. Bu örnekler tam 16 adettir.
Şimdi Çarşamba santralı için aynı sahneler tekrarlanıyor. Hatta bana da kişisel mesaj bile geldi.
Biyoenerji santralına karşı çıkıyormuşum. Anlamadan, düşünmeden konuşan zavallılar. Ben kişi olarak nükleer enerjiyi savunacak kadar meseleye vakıf plancı mimarım.
Ama kocaman '' FAKAT'' la başlayan şartlarım var. Akıllı ve sürdürülebilir doğru yer seçimi.
Yatırımcı, arsa pazarlayanların talebiyle kolayca toplu arazi bulunca yatırım yerinin seçilmiş olması saçmalığına itirazım var.
Demek oluyor ki yer seçimi uzmanı, biz ilim yapmış meslek mensupları değil de arsa pazarlayanlar oluyor.
Daha sonra bizim meslek mensuplarımız yasal prosedür tamamlansın diye bir rapor yazarak yetki mührünü altına basıp, bedelini alarak geçimine katkı sağlıyor.