30 Ağustos milli bir ruhtur...

Kurtuluş Savaşı'nın Dumlupınar ile taçlandırıldığı...

9 Eylül'de düşman güçlerin denize dökülmesiyle son bulan...

Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının...

Küllerinden var ettiği Türkiye Cumhuriyeti'ne bir temelin daha atıldığı gündür...

1935 yılında bayram olarak ilan edilmiş...

***

O zaferin ardından Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde kurulan Cumhuriyetin 6 ilkesi vardır...

Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, İnkılapçılık veya devrimcilik…

Ve bugün gelinen noktada...

Bu ilkeler yok edilmek için...

Her yolun denendiği görülmektedir...

Önce 'İnkılapçılık ve Devrimcilik' hedef tahtasına oturtulmuş...

Cumhuriyetin kurduğu kurumlar sulandırılarak...

Amacından saptırılmış...

Yapılan algı operasyonlarıyla...

"Devrimcilik" ağızlara alınmaktan bile çekinilen bir kelime haline getirilirken...

Yerine sürekli geride bırakılanların özlemiyle...

Gericilik ve irtica hakim kılınmaya çalışılmış ve çalışılmakta...

***

Sonra laiklik oturtulmuş hedef tahtasına...

Kimi 'dinsizlik' gibi uygulama yapıp...

Bu ilkeden kurtulmak isteyenlerin ekmeklerine yağ sürmüş...

Kimi de, bugün olduğu gibi...

Sırf rant, çıkar elde etmek için karşı durmuş...

Ve laiklik ilkesi yerle bir edilirken...

FETÖ'ler çıkmış meydana...

CETÖ'ler sıraya girmiş...

Allah'la kul arasına 'tacirler' çöreklenip...

Cumhuriyetin altına dinamitler döşemiş ve döşüyor...

***

'Devletçilik' ilkesine göz dikenler...

Milletin ortak malına, kalkınmasına kastetmiş...

Devlete ait ne varsa...

Haraç mezat satılmış...

Devlet ekonomik anlamda...

Yabancıların spekülasyonlarına...

Dolar, borsa, sıcak para giriş çıkışıyla oyunlarına maruz bırakılmış...

Devletçilik çökertilince...

Yerine modern ağalar türemiş...

Ve bugünkü, para verenin düdüğü çaldığı bir düzen gelivermiş...

***

"Ne mutlu Türküm diyene" sözüyle özetlenebilecek...

'Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde yaşayan, Türk dili ile konuşan Türk kültürü ile yetişen, Türk ülküsünü benimseyen her vatandaş, hangi din ve mezhepten olursa olsun Türktür, Türk milliyetçisidir' cümlesiyle resmileşen...

Milliyetçilik, birilerince ayaklar altına alınmış...

Devletin resmi ideolojisi olmaktan çıkarılmak için...

Dış mihrakların emri, iç ihanet şebekelerinin çabasıyla; hasara uğratılmış...

Ve ardından etnik kimlikler yeniden fışkırmış...

O da terörü hortlatmış...

***

Halkçılığı ise boyunduruğa almışlar...

Sermaye babaları, dış güçler siyaseti kuşatıp...

Liderler sultası oluşturup...

Milleti noter haline dönüştürüp, egemenliği kendi ellerine alıvermiş...

"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" denilmiş...

Millet algı operasyonlarıyla yanlış yönlendirilip...

Önüne kimler konursa...

Mecburen vekalet vermeye mahkum edilmiş...

***

Geriye kaldı Cumhuriyetçilik...

Sıra onda...

O da denizin ortasında delinmiş tekne gibi su alıyor...

Çünkü onu koruyacak diğer ilkeleri yok edilmiş, ağır hasara uğratılmış...

Delikler kapanmıyor; zaten kapatmak isteyen de yok...

Birileri o tekneyle zamanda yolculuk yapacağını zannediyor...

Fatih'in hayalini kurup...

Türkiye'yi o döneme götürmenin peşinde...

Zaman makinesi ise 1914'ün gerisine gitmiyor...

Ve hepimiz de...

O denizin ortasındaki gemideyiz...

Dümen ve geminin içindeki hazine kavgasına tutuşmuş ahali...

Düşmanlar alttan oymaya hız vermişken...

Emin olun...

6 ilkesinden geriye kalan Cumhuriyet batarsa...

Herkes içinde boğulur...

Ne dümen kalır geride...

Ne de paylaşılacak rant...

Ne de Atatürk Cumhuriyeti olmaktan kurtarıp bilmem ne Cumhuriyeti yapmaya çalıştığınız devlet ve vatan kalır ortada!

***

Yani...

Bugün 30 Ağustos'u şeklen kutlasanız ya da kutlamasanız ne olur?

Yarın...

Kutlamak için can atacağınız bir Zafer Bayramı ortada kalmadığında...

Yaptığınızın anlamını kavrayacaksınız ama...

Galiba geç olacak!