Anadolu'nun dört bir köşesinden
                Musul'dan, Kerkük'ten, Balkanlardan...
                Orta Asya'nın en ücra köşesine kadar.
                İnsanlarımızın başından geçen olayların özüdür türküler.
                Onlarda bazen dram, bazen trajedi, bazen de kahramanlık hikayelerini görebilirsiniz.

                Halkın tarihi, coğrafi, kültürel değerleridir türküler.
                İnsanımızın birbirleriyle iletişimidir türküler.

                Sözlü geleneğin uygulandığı en güzel üründür türküler.
                Duyguların melodiye dönüşerek açığa çıkmasıdır türküler.
                Anne sıcaklığında ninni olurken, bir ölüm ya da ayrılığın ağıtıdır türküler.

                Karacaoğlan, Neşet Ertaş, Aşık Veysel, Mahsuni, Muzaffer Sarısözen?
                Nice türkülere imza atanları yetiştirmiştir bu topraklar.
                Kimsenin rengine, diline farklı özelliklerine bakılmaz türkülerde.              
                Türkülerde hep bağlamanın tellerinden süzülen namelerine bakarız.

                Türkülerin bize cazip gelmesi, bizler söylerken, asıl türkülerin bizi söylemesidir.

                Türküler öyle zengin, öyle derindir ki?
                Karşınıza uzun hava, kırık hava, hoyrat, Bozlak, divan, ağıt, deyiş, halay, bar, zeybek, horon, semah, ilahi olarak her an çıkabilirler.

                Türkülerle güler, oynar, eğlenir göbek dahi attığımız olur.
                Türküler ne söyler ne anlatır çoğumuz arka planını hiç bilmeyiz.
                Bilseydik eminim ki duygularımız çok farklı olurdu.
                Bir kaç tanesine değinelim isterim.

                AMAN BRE DERYALAR. Ağıt olarak yakılsa da zamanla oyun havası olmuş. Yusuf'un fırtınaya yakalanarak denizde kaybolması olayıdır.

                İP ATTIM UCU KALDI. Sevdiğinin evlenmesine şahit olan biçare genci anlatır.

                HEY ON BEŞLİ ON BEŞLİ. Çanakkale'ye savaşa giden genç bile sayılmayacak çocuklar için ağıttır. Biz ise güle oynaya eğlenerek söylüyoruz.

                GENÇ OSMAN. Neredeyse göbek atılacak şarkı haline getirdik. 4.Murat'ın Bağdat seferindeki en genç nefer için ağıttır.

                CEZAYİR. Fransızların Cezayir'i işgali için ağıttır.

                GESİ BAĞLARI. Kaybedilen bir yarı anlatır.

                Ankara'nın meşhur misketi.
                O türkü ah bir konuşabilse var ya.

                Ankara'nın bir köyünde yaşayan delikanlı ÇITI-PITI bir kızı sever. Ağa da aynı kızı sever. Genç Ağa'nın karşısına dikilir ve "Sana o kızı yar etmeyeceğim" der. Genç kızla anlaşır bir ağaca çıkarak bekler. Bir de bakar ki ağa şoka giren genç düşerek ölür. Hâlbuki ağa, bu kız bu cesur delikanlının diyerek kızı da arkasında saklayarak gelir "Düğünün de benden" diyecekti.
                (Her zaman ağalar kötü olmaz ya)

                Çıtı-pıtı misket demekmiş...

                Türküler kendilerini bağlama, ney, kaval, davul-zurna ile anlatır.
                Bebekler türkülerle uyur, türkülerle büyür, türkülerle yaşlanırız.
                Türküler bu milletin sevdalarıdır.