19 Mayıs 1919'un 100. Yılını idrak ediyoruz.
Dile kolay: 100 yıl. Yani bir asır.
Bugün kadar taze, bugün kadar yeni ve bugün kadar taze.
Ne de kolay gelip geçmiştir, değil mi?
Bugün öyle unutulacak ve savsaklanacak bir gün değildir.
Bugün, 624 yıl üç kıtaya hükmetmiş bir imparatorluğun son adamı ile Türkiye Cumhuriyet'inin ilk adamının sözlü mutabakatının eyleme geçiş günüdür.
19 Mayıs, baştan itibaren resmi tarih tarafından çarpıtılmıştır. 19 Mayıs her yıl övgü ve sövgü şeklinde kutlanmış bir gençlik bayramı olarak hafızalara kazınmıştır.
Samsun Valiliğinin 2019 kutlama programlarına baktığımızda zengin görsel ağırlıklı fakat tarihi analiz ve sentezden yoksun övgü üzerinde kurulu olduğunu görürüz.
Osmanlı İmparatorluğunun 27. Halifesi ve 36. Padişah'ı son adam Vahdeddin ile Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk adamı Mustafa Kemal Atatürk'ün mutabakatı olmasaydı tarih bugün acaba ne yazardı?
Yetişmekte olan gençliğimizin bunları bilme hakkının olduğuna inanıyoruz. Tarihimizin önemli dönüm noktalarından biri olan 19 Mayıs 1919'un tarihi izdüşümleri de halkımızla paylaşılmasına yardımcı olacak programlar da yapılmalıydı diye düşünüyoruz.
Daha düne kadar resmi tarihe göre Vahdeddin vatanı özelde İngilizlere, genelde ise İtilaf Devletlerine satmaya çalışırken M. Kemal Atatürk, vatanı kurtarma amacıyla kırık- dökük bir motorla İstanbul'dan kaçarak ve de deniz yolunda büyük tehlikeler geçirerek Samsun'a ulaşarak kurtuluşu başlatmıştır.
On yıllarca 19 Mayıs böyle anlatılmıştır.
Birini vatansever yapmak için diğerini vatan haini yapma gereği duyulmuştu.
Oysa ne Vahdeddin ve ne de Mustafa Kemal haindi. İkisi de vatanseverdi ve ikisinin de ortak paydası vatanı kurtarmaktı fakat yöntemleri farklıydı.
İlhan Bardakçı, kitabında Osmanlı Hanedanlığı için; 'İÇLERİNDE DELİSİ VARDIR, CAHİLİ VARDIR, ÇARESİZİ VARDIR AMA HIRSIZA VE İHANET SAHİBİ OLANINA RASTLANMAZ' der.
Devam umuduyla sizler de takip edin inşallah
Selam ve dua ile…