Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mustafa Demir'den haber var?
"Evet ben de bir faniyim; herkes gibi hasta olacak ve herkes gibi bir gün hakka teslim olacağım; tedavimin ve teslimiyetimin ayakta, işimin başındayken gerçekleşmesini istiyorum."
Ve ekliyor, Demir; "Ailem ve Samsun benim kutsalım?"
İşte bu yüzden ufak bir aradan sonra tüm ekibiyle işinin başında görüldü başkanımız Mustafa Demir bey?
Buradan tekraren 'Geçmiş Olsun' dileklerimi yineliyorum.
Bunun adı "farkındalılık yaratmak" anlamı taşıyorsa ki, evet, teşhisi konulan hastalığın evresi hayli ileri safhada olduğu söylenmişti; O, bu durumu umursadı elbette ama işinin başında olursa bu illete yenilmek yerine yeneceğine, her şeyde olduğu gibi bunun da üstesinden geleceğine inandı. İşte bu yüzden 'yatarak' değil, 'ayakta' tedaviyi seçti.
Memlekette, kendisi 'Burnu Kafdağı'nda (Yüksek ve soğuk olan) benzetmesiyle tanınır Sayın Demir; malumunuz, ön yargı müessesesi güçlüdür bizim memlekette, tanımayanlar ona ulaşmak için bir çaba içine girmedikleri gibi, girmek isteyenlere engel sözlerle de karşılaşmak mümkün memleketimizde maalesef; oysa, temasa geçmek, onunla sohbet etmek hiç de zor değildir aslında?
Hastalık tanısı konulduğu gün "Başkan hasta, yerine falanca Belediye Başkanı yakışır ha!"
Evet!
'Başkan hasta' ama neye?
Hasta!
Şarkı ve şiir'e?
Hasta!
Seyahat etmeye?
Hasta!
Çalışmaya?
Planladığı işin başlangıcından bitişine kadar olan süreci izlemeye ve gördüğü aksaklıkların bir an önce giderilmesi konusuna..!
Yani başkanımızın pek çok hastalığı var da, buraya sığmaz..!
Başkanın, ne endişe ne de korkuya kapılmayıp, kendi kendini tedavi etmeye başladığını söylemek mümkün?
Çoğu çevreler hastalığının son evrede olduğu için
Kendilerini yaşanmışlıklara olan tecrübelerine dayanarak , kesin ' Ölür!' diyorlardı!
Tedavi süresinde, 'yerine kim gelir'i düşünenlerin ötesinde isim zikredenler dahi olmuştu?
Başkan çok konuşmayı seven biri değildir. Tanı sonrası tedavi reçetesini koydu cebine, yol arkadaşına "Sür Oğlum Samsun'a. Durmak Yok Yola Devam" dedi.
"Umutsuzluk ve dedikodu şeytanidir!"
Ve şunu iyi biliyorum ki, "Korkunun ecele faydası yoktur", bu durum sadece tanısı konulan, tedaviye cevap vermeyen hastalar için değil, genel için de bu böyle değil midir?
En iyi tedavi şekli bence de bir uğraşınızın olması;
Başkan da bunu yaptı?
Samsun'a hizmet etmek, 'ilaçların en etkilisiydi' ona göre?
Haddim olmayarak Tavsiyem o'dur ki; kendinizle barışık olun, kendinize yapabileceğiniz en büyük iyilik bu olur.
"Her ne işle meşgulseniz ona sıkı sıkı sarılın", emin olun iyi gelecektir.
Çünkü 'Sevgi Yaşatır'
Tedavi süresince, teknolojiyi kullanarak toplantılara katıldı, yönetiminde olan mesai arkadaşlarıyla, kendisine lazım olan morali paylaştı mesela?
Kısaca, işinin başındaydı.
Umarım ve dilerim ki Sayın Demir bu süreçte yeniden ve eskisinden daha sağlıklı, daha huzurlu olsun ve daha başarılı işlere imza atsın.
Kanuni'nin o müthiş sözüyle noktayı koyalım biz de;
"Halk içinde yok muteber bir nesne devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi"